21 Kasım 2011 Pazartesi

İbrahim Sadri olmayı istemek, İbrahim Sadri olmanın yarısıdır.

Aslında her şey, Onurlu'nun neden deri ceket giymediğini bizlerle paylaşmasıyla başladı... "Gökhan Özen'in deri ceketi ile yazlık mekanda çektiği üşüyorum ödünç ver ellerini klibinden" dolayı deri ceket giymediğini açıklaması, Gökhan Özen sempatizanları tarafından tepkiyle karşılandı. "Sen o kıyafetin,bir klip için seçildiğini anlamamışsan,zaten deri ceket giyme be arkadaş,sana yakışacağını hiiç sanmam:)))" gibi bir tepki veren bir günboyuGökhanÖzenyazıpTwitterdaaratıyorumkifırsatçıksınbirilerinelafsokayım'cı karaktere (ki biz kendisine bundan sonra kısaca "abidik" diyeceğiz) gereken cevabı vermekte hiç beis görmedi tepkisel hareketin simgesi Onurlu: "yok ben genelde ironiden anlamayan nesle bi siktir git ya derim ;)" (Abidik'in bu cümledeki göndermeyi anladığını hiç zannedilmemektedir.)

Tüm bunlar olmadan önce, Onurlu deri dekete karşı tavrını ilk açıkladığı esnada bellatrix, deri ceket denince akla gelen başka bir simayı hatırlatmayı kendine borç bildi. Zaten Twitter böyle gereksiz işler için var, değil miydi?

"ama deri ceketini kırmızı boğazlı kazağın ve 'o' gidince yediğin soğan ile kombinleyerek ibrahim sadri de olabilirsin!"
İbrahim Sadri (temsili)

Onurlu hiç durur mu, yapıştırdı cevabı:

"hatta 'gardaşımla oturduk yer sofrasına, anamın mintax kokulu masa örtüsü üzerinde paylaştık hayatımız gibi son dilim ekmeğimizi' gibi dörtlükler bile yazarım, benden acaip ibrahim sadri olur, tam benim tasvir tarzımda bir adam ehe"


"Mintaks iyi güzel de, aşksız olmaz hacı" diyen bellatrix, elbette başka bir üstadı anmadan geçemeyecekti...

"araya iki satır da aşk atarsan, hafif eziklenerek böyle, cezmi ersöz oldun bitti :)"


Bu esnada, sıkı takipçi zaphod beeblebrox araya girip, ikiliye beklenen açıklamayı yaptı:

"acımasızlığınızın hastasıyım."


Acımasızlık boşuna değildi, belki hayat bizi bu hale getirmişti, belki felek döner tekme atmıştı (tam bilemiyoruz, kaçırdık orasını) ama bu sözcük, bu "acımasızlık" sözcüğü gurbet ellerde kendine yeni bir yaşam yaratan Onurlu'yu derinden etkilemiş, ona ilham kaynağı olmuştu...

"acımasızlık zalımlık nedir ki gardaşım, anamın mintaks kokulu bembeyaz masa örtüsü üzerine, bir bardak çayı bile bile boşaltmak mı yoksa? çocukluğumda anamla gittiğim pazarlar geldi aklıma, gardaşımın belinden eşofman altı için altığımız don lastiği geldi aklıma. zamane aşkları gibi nereye çeksen oraya uzuyordu... oysa bankadaki veznedar bile şahitti bizim Allah sevgisi kadar temiz,bir çocuk bakışı kadar neşeli aşkımıza"


Ve Onurlu, farkında olmadan, "acaba olsam mı?" derken, bir İbrahim Sadri oluvermişti bile! Sonuçta İbrahim Sadri olmayı istemek, İbrahim Sadri olmanın yarısıydı (yarım İbrahim Sadri görüntüsünü çocukların ulaşabileceği yerlerden kaldırınız)

Velhasıl, siz de İbrahim Sadri olabilirsiniz. Fiziksel ve gardropsal şartları karşılayıp, boş 5 litrelik ayçiçek yağı kutularına çiçek ektikten sonra hala aklınıza bir şey gelmiyorsa, ilham için burayı tıklayabilirsiniz. Yazdığınız şiirleri youtube'daki boşlara gönderip onlara google görselli, yedi karanfil müzikli klipler de hazırlatabilirsiniz. Hadi yine iyisiniz (böyle dedik diye de favori uzatmaya başlamayın aman ha!)


(Bu yazı eşzamanlı olarak yazıkalır...'da da yayınlanmaktadır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder