6 Kasım 2011 Pazar

Altyazı Kaynaklı Gergin Düşünceler

SATC ve iki filmini bitirdiğimiz için evin arkaplanında sürekli dönen Friends'in DVD'si içinde aynı zamanda The Good, The Bad and the Ugly ve başka bir-iki film de var. Friends'lerin altyazısı yok ve bizim salak DVD player her yeni bölümde ilk altyazıyı sokuyor devreye. Her bölüm, "_Viski? _Evet." veya "(Tahran, İran)" diye başlıyor. Bazen biz öyle izlemiyoruz ki televizyonu, o altyazı bölüm boyunca devam ediyor.

Yine pek diziye bakmadığımız, baktığımızdan da bir şey anlamadığımız bu gece, kuzenin aklına bir cin fikir geldi.

Bir insanla, doğduğu andan itibaren belli bir dilde konuşulur ve diğer tüm yazılı materyalden uzak tutularak televizyon ve filmler başka bir dildeki altyazılarla izletilirse, o insan o dili okuduğu şekilde mi öğrenir? Mesela, Türkçe dublajlı filmler izletilirken altyazılar hep İngilizce olsa, o kişi "balık" telaffuz edilen kelimeyi "fish" diye mi yazacaktır?

Üstüne, bazı kelimeler de özellikle yanlış çevrilse, bu adamı düzeltmek için kaç yıllık bir terapi gerekir acaba...

Çok ürpertici ve gergin bir düşünce değil mi bu? "Çatı"yı okur gibi hissetmediniz mi kendinizi?

Yoksa sadece kuzenle ben mi öyle hissettik?

(28 Ekim 2011, Gayrettepe)
Bu yazı eşzamanlı olarak yazıkalır...'da da yazyınlanmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder