tag:blogger.com,1999:blog-54075477222530502482024-03-19T07:04:53.866+03:00Portakal SuyuUnknownnoreply@blogger.comBlogger34125tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-55607508309181957862012-03-23T15:10:00.002+02:002012-03-23T15:14:17.134+02:00Orange<div style="text-align: right;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtBsjTpzKx0IjnLVG6BttSfwT6UULLgC9kdwuZjp-o4AMS5L8rQ3cSJQE939iIxB1vb3xXAzaIu4yDBHBuvBVsL-LjNSKtmqhiPN6YlG1Acv6JrKUtFeh4_Oll2N1LEw5HfeI7ordMtHKK/s1600/portakal.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 363px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtBsjTpzKx0IjnLVG6BttSfwT6UULLgC9kdwuZjp-o4AMS5L8rQ3cSJQE939iIxB1vb3xXAzaIu4yDBHBuvBVsL-LjNSKtmqhiPN6YlG1Acv6JrKUtFeh4_Oll2N1LEw5HfeI7ordMtHKK/s400/portakal.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5723079416235570146" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">(yazarı bilinmiyor. liseli olduğundan şüpheliyim ama...)</span><br /></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-39663786967372800732012-02-10T17:53:00.004+02:002012-02-10T18:00:43.103+02:00biz kalender meşrebiz<span style="font-size:130%;">Siz bu görsele pek güldünüz ama, biz gülmeyebiliriz.<br />Biz kalender meşrebiz çünkü.<br /><br />DVD yoksa VCD izler, portakal bulamazsak limon sıkarız.</span><br /><br /><span style="font-size:130%;">Sonuçta o da portakal suyu bi yerde (ama nerde bilmiyolar hadi öptüm bay)</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLPmYVqpzckqkZVfNTP7nQpPDLqNonyxCnT-6D4xidrOXf9TgGuZ84vsXDMfHyxcMTPhCz6u354yfeQth2OEUu6BnhVv_VUBJ6NnwMTdhDvdnMfyXw-7b7WY4qribkU2sGyBejVQbfgnXN/s1600/portakal+yoksa+limon.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 323px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLPmYVqpzckqkZVfNTP7nQpPDLqNonyxCnT-6D4xidrOXf9TgGuZ84vsXDMfHyxcMTPhCz6u354yfeQth2OEUu6BnhVv_VUBJ6NnwMTdhDvdnMfyXw-7b7WY4qribkU2sGyBejVQbfgnXN/s400/portakal+yoksa+limon.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5707536413310552098" border="0" /></a>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-88750793985659527282012-01-12T19:25:00.001+02:002012-01-12T19:36:51.923+02:00Can Bonomo kim ya?Bir adam var, senin arkadaşın bile değil. Şarkı söylüyor bu adam. Bir arkadaşın arkadaşı dinletmişti bir gün Çengelköy'e, kahvaltıya giderken. "Bu ne?" demiştin, "Şaşkın" demişti. "Peki kim bu?" demiştin, adını söylemişti: Bonomo. Grup adı sanmıştın, internette aramıştın, bir şey çıkmamıştı. Haftalar sonra aynı arkadaşına gidip "abi sen bana bir şey dinlettin ya, neydi o?" demiştin, öğrenmiştin, çocuğun adı Bonomo'ymuş meğersem. Can Bonomo. Bonomo ne komik bir ad değil miydi, kameraya 333 demek gibi bir şeydi.<br /><br />O şarkıyı arkadaşından edinmiş, manyak gibi dinlemiş, çok sevdiğin diğer şarkılar gibi kendinle özdeşleştirdiğin sözcükler, cümleler bulmuştun içinde. Ofistekilere dinletmiş, aynı "kim bu?" sorusuna sen yanıt vermiştin bu kez: Can Bonomo. Uzayan mesailerinizin kafa dağıtma şarkısı olmuştu Şaşkın.<br /><br />Sonra bir gün Moris gelmişti -çünkü Moris gelmekte ve gitmektedir hep-, sıcak denebilecek bir akşamda alternatif çimlerde oturmuştunuz tayfayla. Moris "durun size Bonomo açayım" demişti ve çıkarmıştı telefonu; işte diğerlerinin bildiği ve bilmediği tüm şarkıları ("abla" gibi mesela - sahi, ne oldu o şarkıya?) dinlemiştin orada. "Bana bir saz verin" ne güzeld dimi ya? İlerleyen günlerde Moris'in yakasına yapışıp istediğin kayıtları almıştın, ama formatları iPod'a uymuyordu ne yazık ki.<br /><br />Sonra albümü çıktı Bonomo'nun. Twitter'da takip edilmemekten korkmayan bir grup olarak abandınız hashtag'lere, #canbonomo TT oldu. Bu sefer değişik sordu insanlar: "Can Bonomo kim ya?"<br /><br />Albüm için seçkin müzik marketlere bir gittin olmadı, iki gittin dağıtılmadı henüz dediler, sinir oldun, <a style="color: rgb(0, 0, 0); font-weight: bold;" href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/2011/01/meczup.html">Meczup</a>'u yazdın hemen o akşamki lansman konserinden önce, aldı İzmirli dostlar götürdüler seni Babylon'a. Konser öncesi biraları içerken köşede, ayaküstü tanıştınız bile (ama o seni hatırlamaz bence). Sonra konser başladı. Bonomo, kendi deyimiyle kapılarını aşındırmış, gitmiş gelmiş ve sonunda sahneye çıkmıştı işte orada, heyecanlıydı, <span style="font-style: italic;">şaşkın</span>dı, güzeldi. Albümü aldın çıkışta -sonunda!- aslıko'yla imzalattınız, o buzdolabının üstünde fotoğrafını taşıdığından bu ilginç adamın ve hatırladığından "bak şu şarkıyı şurada yapmışlardı"larını, ona yazılan yazı da değişik oldu haliyle ama seninki de hiç fena değildi: "Hep benimle kal, hiçbi derdin olmasın!"<br /><br /><a style="font-weight: bold; color: rgb(0, 0, 0);" href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/2011/01/12341234.html">12341234</a> diye sekiyor muydun metroya yürürken? Eh, müziğin böylesi güzeldi.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKEMBzZTRliV1GCryKfkZQmk025M7e47uViBUYNqEir_WTLJZFOrFjj9Ifx4md9AscjmrbioX6e0eEnttJpzcvsduFJbbfmQVqVNnvlmSusaRSGNADNnLYIB5aqVFr4YQtcJRzzjcWQw0F/s1600/yes+we+can+bonomo.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 285px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhKEMBzZTRliV1GCryKfkZQmk025M7e47uViBUYNqEir_WTLJZFOrFjj9Ifx4md9AscjmrbioX6e0eEnttJpzcvsduFJbbfmQVqVNnvlmSusaRSGNADNnLYIB5aqVFr4YQtcJRzzjcWQw0F/s400/yes+we+can+bonomo.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5696765585318068354" border="0" /></a>Kaldın bu ilginç adamla. Örovizyon umurunuzda değil ama bu bahaneyle onden birkaç şarkı daha dinlersiniz yeni albümü beklemeden.<br /><br />Ne yaparsa yapsın, kaçıncı olursa olsun; katlanarak büyüdü ismi halk nezdinde. Her gün daha çok insan soruyor "Can Bonomo kim?" diye. Onu tanımayanlar için üzülmüyorsun ama, uzun zamandır müziğiyle tanış olmanın tatlı bir tarafı olduğu da doğru dimi, itiraf et...<br /><br />Evet, evet aynen öyle!<br /><br /><br /><div style="text-align: right; color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size:85%;"><a href="https://twitter.com/#%21/mosefransez/status/157473739838205952/photo/1"><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Görsel, Moşe Fransez'den.</span><br /> </a></span></div> <div style="text-align: right;"><span style="font-size:85%;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><br />Bu yazı, eşzamanlı olarak </span><a style="color: rgb(204, 0, 0);" href="http://www.bellatrixbegins.blogspot.com/"><span style="color: rgb(204, 0, 0);">yazıkalır...'</span></a><span style="color: rgb(0, 0, 0);">da da yayınlanmaktadır.</span><br /> </span></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-30975125454019136552011-12-18T03:24:00.002+02:002011-12-18T03:25:55.749+02:00Esnafın portakalcısı iyidir.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhg6cB5yGLclMXHs2VeUe-oP8Py3xSXH4coEBMB2dP2BIfa1ylwK0BLRc-e6EU9SgQyDDt6wC-f7pQnZZGjHX7_DU1AhNfTy3rkdj6XXUhD2vrBvjhlH11SAXpOTBXpcy4LkhtmYFh4p15s/s1600/portakalc%25C4%25B1+esnaf.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhg6cB5yGLclMXHs2VeUe-oP8Py3xSXH4coEBMB2dP2BIfa1ylwK0BLRc-e6EU9SgQyDDt6wC-f7pQnZZGjHX7_DU1AhNfTy3rkdj6XXUhD2vrBvjhlH11SAXpOTBXpcy4LkhtmYFh4p15s/s400/portakalc%25C4%25B1+esnaf.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5687273373671801378" border="0" /></a>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-13452932748712151482011-12-01T16:17:00.003+02:002011-12-01T16:21:12.313+02:00Ben Kılıçdaroğlu'nun oğluyum.<span style="font-weight: bold;">Bakın şimdi sizi bi helezona sokucam...</span><br /><br />Önce şuna bi göz atın. Sadece başlığa bakmanız bile yeterli: <a style="color: rgb(0, 0, 0);" href="http://www.ntvmsnbc.com/id/25301987">http://www.ntvmsnbc.com/id/25301987</a><br /><br /><span style="font-weight: bold;">Konu, Kılıçdaroğlu'nun oğlu. </span>Kendisi bedelli askerlik yapmayacakmış. Böyle buyurdu babası.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitcqpkDQSiRVpgW6FKXkE18ugFtJOcsTCSeHoBuGfB6ghV0a29KJQMpW25XlpeLZj6QgOntYANC49YJLWPWSLWH7Veej-rw3DSw1-T_thPwFpUfYGIIcVq30Vza8VF3_S10BSLY96FkC_8/s1600/bedelli+askerlik.jpg"><img style="float: right; margin: 0pt 0pt 10px 10px; cursor: pointer; width: 274px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitcqpkDQSiRVpgW6FKXkE18ugFtJOcsTCSeHoBuGfB6ghV0a29KJQMpW25XlpeLZj6QgOntYANC49YJLWPWSLWH7Veej-rw3DSw1-T_thPwFpUfYGIIcVq30Vza8VF3_S10BSLY96FkC_8/s320/bedelli+askerlik.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5681162923414372738" border="0" /></a>Bedelli askerlik yanlısı değilim. Düzeltiyorum, askerlik yapmama opsiyonunun sadece parası olana veya krediyi ödeyebilecek olana bahşedilmesi yanlısı değilim. "Türkiye'nin güçlü bir ordusu vardır" tezine, "Bizim ordumuz böyle olmasa bize naaparlardı, nasıl işgal ederlerdi belli değil" teorisine hizmet etmektense işine gücüne bakması gereken; hayatına verdiği (en az) 6 aylık ara kurduğu şirketin gidişatına, annesinin tedavisine, çocuğunun eğitimine, evinin çekip çevrilmesine sekte vuracak olan adamlar var. Bu ülkede kıt kanaat geçinen adamlar var ve onlar askere gitmek zorunda ve kim bilir ülkenin neresine.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Askerlik nedir?</span> Siz ne gördünüz bilmiyorum ama ben hatırı sayılır miktarda arkadaşımın askere gidiş-gelişini izlemiş biri olarak konuşacağım. Bu insanların komandosu da vardı, Kars'ta, Sarıkamış'ta, Kıbrıs'ta, Malatya'da veya İstanbul Gayrettepe'de yapanı da, Kütahya'da havacı olanı, Ayvalık'ta turizm jandarma olanı da... Ortak yönleri şuydu: Ordunun bir neferi olmaktan ziyade, kayıtlı ve şartlı olarak kayıtsız şartsız "sir yes sir" demeyi öğrenmeleri/öğretilmeleri, suyu fazla harcamamaları, "koğuş kalk!"maları (orduevinde yatan uzun dönemleri tenzih ediyorum), yataklarını düzgün toplamaları, <span style="font-weight: bold;">"askere gidip adam ol"</span>maları. Şimdi savaş çıksa, toplu tüfekli, süngülü savaş mı çıkacak; çıksa, ne olacak, rahat mı uyuyacağız 18 gün/1 ay eğitim aldıkları için usta nişancı, kahraman asker çıkıveren arkadaşlarımızı cephede düşünerek? Bizi koruyorlar diye?<br /><br />Arkadaşlarımın çoğundan daha çok atış talimi yapmışımdır sahildeki balonlara ateş ederek, o zaman beni alsınlar askere. Ömür Gedik ile kankalanmayan namerttir.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Şimdi ben kendimi Kılıçdaroğlu'nun oğlunun yerine koydum, ulan ne acayip şey. </span>Param var mesela, hayatımın (en az) 6 ayını işimden gücümden ayrı geçirmek istemiyorum. 6 ay ortadan kaybolursam sektörden silineceğimi düşünüyorum belki. Ama MBA bile yapamıyorum, çünkü Kılıçdaroğlu'nun oğluyum, çünkü bana "askerden kaçmak için yapıyor bak bak" derler. Derleer, derler; yapmasa da yaptı derler...<br /><br />Ben Kılıçdaroğlu'nun oğluyum. Adım önemli değil. Hayatım üstünde hükmüm yok, soyadım sebebiyle verilmiş kararlara bağlı yaşıyorum. Balet olabilir miydim mesela? Askerlik konusunda kendi kararımı verebilir, icabında vicdani redçi olabilir miydim? Eşcinsel olabilir miydim? İmam hatip lisesine gidebilir miydim? Türbanlı bir kızla evlenebilir miydim, tamam türban siyasi simgedir ama, çok sevseydim mesela? Sapıtabilir miydim orada burada, sarhoş olup kavga çıkarabilir, ehliyeti kaptırabilir miydim? Çok fazla veya çok az çocuk yapabilir miydim?<br /><br />Soyadımı milletin gözüne sokmak söyle dursun, icabında saklayabilir miydim?<br /><br />Öte yandan "efendim sınır karakoluna gönderilmeyeceği belli bir adamın bedelli yapmayacak olması" zırt vırt konuşmak, Van'a yardım için maaşını gönderen milletvekiline "hadi ordan ne olacak senin maaşınla" demek gibi aynı. Yani, <span style="font-weight: bold;">saçmalığın dik alası.</span> Ne yapsın yani, sınır karakoluna gönderilmeyi mi istesin adam, kendini birilerine ispatlamak için? Dağ komandosu mu olsun illa?<br /><br />Bir de şunu düşündüm, bu anti-gemicik kafayla <span style="font-weight: bold;">Kılıçdaroğlu isteyebilirdi de belki sınır karakoluna gönderilmemi.</span> Bir baba olarak tabi ki istemezdi ama sonunda "kısmet böyleymiş, işte biz Türk milletinin her ferdi gibiyiz, ayrıcalıklı değiliz" deme fırsatı elde ettiğine sevinebilirdi azıcık. Ama değil bu ülkenin muhalefet partisi başkanının oğlunu, soyadı Kılıçdaroğlu olan kimseyi sınır karakoluna göndermezlerdi ki zaten. Kura mı dediniz? Hıhı, tabh.<br /><br />Şimdi çıkın bakalım girdiğiniz helezondan ve söyleyin: <span style="font-weight: bold;">Bedelli askerlik yapsam mı, yapmasam mı, her şekilde hakkımda ne düşünmeniz caizdir?<br /><br /><span style="font-size:85%;"><br /></span></span><div style="text-align: right; font-style: italic;"><span style="font-size:85%;">(Bu yazı eşzamanlı olarak <a style="color: rgb(153, 0, 0);" href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/">yazıkalır...</a>'da da yayınlanmaktadır.)</span><br /></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-83848471055727424972011-11-21T02:12:00.001+02:002011-11-21T02:15:09.481+02:00İbrahim Sadri olmayı istemek, İbrahim Sadri olmanın yarısıdır.Aslında her şey, Onurlu'nun neden deri ceket giymediğini bizlerle paylaşmasıyla başladı... <span style="font-weight: bold;">"Gökhan Özen'in deri ceketi ile yazlık mekanda çektiği</span><a style="color: rgb(102, 102, 102); font-weight: bold;" href="http://www.youtube.com/watch?v=LtYNsTrQaCY&feature=related"> üşüyorum ödünç ver ellerini klibi</a><span style="font-weight: bold;">nden"</span> dolayı deri ceket giymediğini açıklaması, Gökhan Özen sempatizanları tarafından tepkiyle karşılandı.<span style="font-weight: bold;"> "Sen o kıyafetin,bir klip için seçildiğini anlamamışsan,zaten deri ceket giyme be arkadaş,sana yakışacağını hiiç sanmam:)))"</span> gibi bir tepki veren bir günboyuGökhanÖzenyazıpTwitterdaaratıyorumkifırsatçıksınbirilerinelafsokayım'cı karaktere (ki biz kendisine bundan sonra kısaca "abidik" diyeceğiz) gereken cevabı vermekte hiç beis görmedi tepkisel hareketin simgesi Onurlu: <span style="font-weight: bold;">"yok ben genelde ironiden anlamayan nesle bi siktir git ya derim ;)"</span> (Abidik'in bu cümledeki göndermeyi anladığını hiç zannedilmemektedir.)<br /><br />Tüm bunlar olmadan önce, Onurlu deri dekete karşı tavrını ilk açıkladığı esnada bellatrix, deri ceket denince akla gelen başka bir simayı hatırlatmayı kendine borç bildi. Zaten Twitter böyle gereksiz işler için var, değil miydi?<br /><br /><span style="font-weight: bold;">"ama deri ceketini kırmızı boğazlı kazağın ve 'o' gidince yediğin soğan ile kombinleyerek ibrahim sadri de olabilirsin!"</span><br /><div style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU1Daq8ywS6EyXUU8IiVrhmS3Dt7Wvue3tCUhhCSBMfSKOjw91cJnVz74v0uarStg_m-FMdRJT1GzOGnt-7KuIdwFmZ_490mP74gRu5ypguPzE1gCuHgbAM28V1i4jDxc8P0AwVAK5VudY/s1600/ibrahim+sadri+kombini.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 303px; height: 327px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjU1Daq8ywS6EyXUU8IiVrhmS3Dt7Wvue3tCUhhCSBMfSKOjw91cJnVz74v0uarStg_m-FMdRJT1GzOGnt-7KuIdwFmZ_490mP74gRu5ypguPzE1gCuHgbAM28V1i4jDxc8P0AwVAK5VudY/s400/ibrahim+sadri+kombini.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5677223320358072146" border="0" /></a>İbrahim Sadri (temsili)<br /></div><br />Onurlu hiç durur mu, yapıştırdı cevabı:<br /><span style="font-weight: bold;"><br />"hatta 'gardaşımla oturduk yer sofrasına, anamın mintax kokulu masa örtüsü üzerinde paylaştık hayatımız gibi son dilim ekmeğimizi' gibi dörtlükler bile yazarım, benden acaip ibrahim sadri olur, tam benim tasvir tarzımda bir adam ehe"</span><br /><br />"Mintaks iyi güzel de, aşksız olmaz hacı" diyen bellatrix, elbette başka bir üstadı anmadan geçemeyecekti...<br /><span style="font-weight: bold;"><br />"araya iki satır da aşk atarsan, hafif eziklenerek böyle, cezmi ersöz oldun bitti :)"</span><br /><br />Bu esnada, sıkı takipçi <span class="tweet-user-name"><span class="tweet-full-name">zaphod beeblebrox</span> </span> araya girip, ikiliye beklenen açıklamayı yaptı:<br /><span style="font-weight: bold;"><br />"acımasızlığınızın hastasıyım."</span><br /><br />Acımasızlık boşuna değildi, belki hayat bizi bu hale getirmişti, belki felek döner tekme atmıştı (tam bilemiyoruz, kaçırdık orasını) ama bu sözcük, bu "acımasızlık" sözcüğü gurbet ellerde kendine yeni bir yaşam yaratan Onurlu'yu derinden etkilemiş, ona ilham kaynağı olmuştu...<br /><span style="font-weight: bold;"><br />"acımasızlık zalımlık nedir ki gardaşım, anamın mintaks kokulu bembeyaz masa örtüsü üzerine, bir bardak çayı bile bile boşaltmak mı yoksa? çocukluğumda anamla gittiğim pazarlar geldi aklıma, gardaşımın belinden eşofman altı için altığımız don lastiği geldi aklıma. zamane aşkları gibi nereye çeksen oraya uzuyordu... oysa bankadaki veznedar bile şahitti bizim Allah sevgisi kadar temiz,bir çocuk bakışı kadar neşeli aşkımıza"</span><br /><br />Ve Onurlu, farkında olmadan, "acaba olsam mı?" derken, bir İbrahim Sadri oluvermişti bile! Sonuçta İbrahim Sadri olmayı istemek, İbrahim Sadri olmanın yarısıydı (yarım İbrahim Sadri görüntüsünü çocukların ulaşabileceği yerlerden kaldırınız)<br /><br />Velhasıl, siz de İbrahim Sadri olabilirsiniz. Fiziksel ve gardropsal şartları karşılayıp, boş 5 litrelik ayçiçek yağı kutularına çiçek ektikten sonra hala aklınıza bir şey gelmiyorsa, ilham için <a style="color: rgb(102, 102, 102); font-weight: bold;" href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ibrahim+sadri+gibi+%C5%9Fiir+yazma+rehberi">burayı</a> tıklayabilirsiniz. Yazdığınız şiirleri youtube'daki boşlara gönderip onlara google görselli, yedi karanfil müzikli klipler de hazırlatabilirsiniz. Hadi yine iyisiniz (böyle dedik diye de favori uzatmaya başlamayın aman ha!)<br /><br /><br /><div style="text-align: right;"><span style="font-size:85%;">(Bu yazı eşzamanlı olarak <a style="color: rgb(204, 0, 0); font-style: italic;" href="http://www.bellatrixbegins.blogspot.com">yazıkalır...</a>'da da yayınlanmaktadır.)<br /></span></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-24881458713411920752011-11-16T17:34:00.001+02:002011-11-16T17:37:13.581+02:00Twitter Öyküleri<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgX4vUPIWlR405C_QVz4fdv3opggG_Sg1i79a653ymuo00DwH4oEM_gTacRUmKZnx83_29E3QHpjHT8c6xc81r-RVhT2AHFqsIRcSIM7O4k7kHCx4r9T2l9pTBj1t782FiXfO0IvA8h851z/s1600/twstories.bmp"><img style="float: left; margin: 0pt 10px 10px 0pt; cursor: pointer; width: 97px; height: 86px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgX4vUPIWlR405C_QVz4fdv3opggG_Sg1i79a653ymuo00DwH4oEM_gTacRUmKZnx83_29E3QHpjHT8c6xc81r-RVhT2AHFqsIRcSIM7O4k7kHCx4r9T2l9pTBj1t782FiXfO0IvA8h851z/s320/twstories.bmp" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5675617040083061522" border="0" /></a><br /><a style="color: rgb(0, 0, 153); font-weight: bold;" href="http://stories.twitter.com/">twitterstories</a> diye bir adres çıktı karşıma geçenlerde. İnsanların değişik hikayeleri ilgimi çekti...<br /><br /><br /><br />Mesela bir adam var (<a style="font-style: italic; color: rgb(0, 0, 0);" href="http://twitter.com/#%21/everydaydude">@EverydayDude</a><span style="color: rgb(0, 0, 0);">), annesinin kitapçı dükkanını kurtarmak için konuyla ilgili tweet atıp, bir de cin fikirle geliyor: 50 doların üstünde alışveriş yapan herkese bir burrito ısmarlamak! Sonuçta kitapçı kapanmak şöyle dursun, en iyi sezonunu yaşıyor. Tam bir Shop Around the Corner hikayesi: You've Got Mail çekildiği yıllarda internete bağlanma sesleri yerine Twitter olsaydı, o dükkan kendiliğinden kurtulurdu belki de?</span><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Başka bir örnek de bir sinema eleştirmeni (</span><a style="font-style: italic; color: rgb(0, 0, 0);" class="handle" href="http://twitter.com/#%21/ebertchicago">@ebertchicago</a><span style="color: rgb(0, 0, 0);">): Kanser ameliyatları sonrasında sesini kaybeden Roger Ebert, yazdığı köşe, kitapları, blogu ve Twitter'ı ile kendine bir ses edinmiş adeta.</span><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Kahire'de cinsel tacize uğrayanları korumak ve tacizin gerçekleştiği bölgeleri deşifre etmek için </span><a style="color: rgb(0, 0, 0); font-style: italic;" href="http://twitter.com/#%21/harassmap">@harassmap</a><span style="color: rgb(0, 0, 0);"> hesabını açan Rebecca Chiao'nun amacı, bunu tüm dünyayı kapsayacak şekilde genişletmek.</span><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Norveçli değil ama Japon balıkçılar, günlük avlarını daha tekneleri karaya dönmeden satabilmek için teknelerinin isimleriyle hesap açmışlar. </span><a style="font-style: italic; color: rgb(0, 0, 0);" href="http://twitter.com/#%21/yoshieimaru"><span class="screen-name screen-name-yoshieimaru pill">@yoshieimaru</span></a><span style="color: rgb(0, 0, 0);"> ve </span><a style="color: rgb(0, 0, 0); font-style: italic;" href="http://twitter.com/#%21/kageyamamaru">@Kageyamamaru</a><span style="color: rgb(0, 0, 0);"> hesaplarıyla, yakaladıkları balıkların fotoğraf ve videolarını da paylaşıyorlar üstelik!</span><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Biz "kan aranıyor" mail ve tweetlerini pek ciddiye almayız, bıkmışızdır artık çünkü. Ama </span><a style="color: rgb(0, 0, 0); font-style: italic;" class="handle" href="http://twitter.com/#%21/chrisstrouth">@ChrisStrouth</a><span style="color: rgb(0, 0, 0);"> için durum öyle olmuyor. Yıllarca böbrek hastalığı ile boğuştuktan sonra, nakil yapılması zorunlu hale geldiğinde "Sh*t, I need a kidney" yazıyor ve 19 kişiden yanıt alıyor. Sonunda, yıllardır görmediği bir arkadaşı ona böbreğini bağışlıyor.</span><br /><br /><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Uzaydan ilk tweet'i 12 Mayıs 2009 tarihinde atan </span><span style="color: rgb(0, 0, 0);" class="screen-name screen-name-Astro_Mike pill"><a style="font-style: italic; color: rgb(0, 0, 0);" href="http://twitter.com/#%21/Astro_Mike">@Astro_Mike</a> için bir şey söylemeye zaten gerek yok, daha ne yapsın adam?! Benim ilgimi daha çok, bundan birkaç gün sonra yazdığı şu cümle çekti ama: </span><span style="font-style: italic; color: rgb(0, 0, 0);">"From orbit: We see 16 sunrises and sunsets in 24 hrs, each one spectacular as the sun lights up the atmosphere in a spectrum of colors"</span><span style="color: rgb(0, 0, 0);"> İnanılmaz değil mi bir günde onlarca günbatımı görmek; iskemlesini şöyle bir kımıldatsa oldu bitti...</span><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfLhB_AGbEI6xhhEkkah4HBMWy_QCeY8yNwa5TsHu1gsLuCclaEoQBF7TLuFMy28LQtijmWxJ1jAfxCufyn-GWadLd3tY4eRTryACoto88TrWMsZT7WeX1qBPn6kItL7bQhOqWrPewqvg-/s1600/twitterstories.bmp"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 272px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfLhB_AGbEI6xhhEkkah4HBMWy_QCeY8yNwa5TsHu1gsLuCclaEoQBF7TLuFMy28LQtijmWxJ1jAfxCufyn-GWadLd3tY4eRTryACoto88TrWMsZT7WeX1qBPn6kItL7bQhOqWrPewqvg-/s400/twitterstories.bmp" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5675574155073653922" border="0" /></a>Buraya eklenebileceğini düşündüğümüz bir hikayemiz olursa, gönderebiliyoruz da.<br /><br />Bizim 15 dakikalık ünümüz de böyle bir şey olabilir mesela?<br /><br /><br /><div style="text-align: right;"><span style="font-size:85%;">(Bu yazı eşzamanlı olarak <a style="color: rgb(153, 0, 0);" href="http://www.bellatrixbegins.blogspot.com">yazıkalır...'</a>da da yayınlanmaktadır.)</span><br /></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-54689664200013222332011-11-06T01:23:00.001+02:002011-11-06T01:25:12.447+02:00Altyazı Kaynaklı Gergin DüşüncelerSATC ve iki filmini bitirdiğimiz için evin arkaplanında sürekli dönen Friends'in DVD'si içinde aynı zamanda The Good, The Bad and the Ugly ve başka bir-iki film de var. Friends'lerin altyazısı yok ve bizim salak DVD player her yeni bölümde ilk altyazıyı sokuyor devreye. Her bölüm, "_Viski? _Evet." veya "(Tahran, İran)" diye başlıyor. Bazen biz öyle izlemiyoruz ki televizyonu, o altyazı bölüm boyunca devam ediyor.<br /><br />Yine pek diziye bakmadığımız, baktığımızdan da bir şey anlamadığımız bu gece, kuzenin aklına bir cin fikir geldi.<br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF78bkjFV2DCmFMjMfbcXG_aod1vTfyUZdQycmYSsT7ckVCivZjhBCj4v1ObVygQuqgzicXySme-MEdEPwb4A9dseFPBnPAiCOtx5djIsxBgZllL2asYl7XpjQF0r0WsiEAO2DzQcTgTP0/s1600/sa%25C3%25A7ma+altyaz%25C4%25B1.png"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 180px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF78bkjFV2DCmFMjMfbcXG_aod1vTfyUZdQycmYSsT7ckVCivZjhBCj4v1ObVygQuqgzicXySme-MEdEPwb4A9dseFPBnPAiCOtx5djIsxBgZllL2asYl7XpjQF0r0WsiEAO2DzQcTgTP0/s320/sa%25C3%25A7ma+altyaz%25C4%25B1.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5671648134725688162" border="0" /></a>Bir insanla, doğduğu andan itibaren belli bir dilde konuşulur ve diğer tüm yazılı materyalden uzak tutularak televizyon ve filmler başka bir dildeki altyazılarla izletilirse, o insan o dili okuduğu şekilde mi öğrenir? Mesela, Türkçe dublajlı filmler izletilirken altyazılar hep İngilizce olsa, o kişi "balık" telaffuz edilen kelimeyi "fish" diye mi yazacaktır?<br /><br />Üstüne, bazı kelimeler de özellikle yanlış çevrilse, bu adamı düzeltmek için kaç yıllık bir terapi gerekir acaba...<br /><br />Çok ürpertici ve gergin bir düşünce değil mi bu? "Çatı"yı okur gibi hissetmediniz mi kendinizi?<br /><br />Yoksa sadece kuzenle ben mi öyle hissettik?<br /><br /><div style="text-align: right; font-style: italic;"><span style="font-size:85%;">(28 Ekim 2011, Gayrettepe)<br />Bu yazı eşzamanlı olarak <a style="color: rgb(153, 0, 0);" href="http://bellatrixbegins.blogspot.com"><span style="text-decoration: underline;">yazıkalır...</span></a>'da da yazyınlanmaktadır.<br /> </span></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-40437438440214836522011-10-31T18:40:00.001+02:002011-10-31T18:43:00.309+02:00Starbucks @ Boğaziçi University<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYS0s_mO3S43dfceyiUBQ0jHT5tsZunoolNW5a9hYKsfhf9p3m2SZtE7EMtio4LonDUhBd2peq_57yxNeROILJVbOjm13oy1xGiBeORgiChLm1oEiYlvp7CNM0uZIo-jLO6J-zgGCN7Xnu/s1600/Starbucks+%2540+Bo%25C4%259Fazi%25C3%25A7i.bmp"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 213px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYS0s_mO3S43dfceyiUBQ0jHT5tsZunoolNW5a9hYKsfhf9p3m2SZtE7EMtio4LonDUhBd2peq_57yxNeROILJVbOjm13oy1xGiBeORgiChLm1oEiYlvp7CNM0uZIo-jLO6J-zgGCN7Xnu/s400/Starbucks+%2540+Bo%25C4%259Fazi%25C3%25A7i.bmp" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5669697566050387282" border="0" /></a><br />Bizim okula Dunkin' Donuts açılıyorken vaktiyle, ne olay olmuştu allahım! O kuzey kampüsün çirkin binalarının, sürekli tavaf edilen ve şimdi gitsem fizik laboratuvarını yine bulamayacağım KaBe'sinin, içi güzel dışı çirkin kütüphanesinin orta yerine kondurulmuştu bir Dunkin' Donuts standı. Dükkan değildi, içine iki kişinin sığabileceği bir standdı olsa olsa.<br /><br />Olay çıkmıştı. Biz arada kütüphaneden çıkıp donut yiyen emperyalist piçlerdik. Kantinde Nestlé gofret vardı, ona para vermek günah değildi tatlı su sosyalistliğinin raconunda.<br /><br />Sonra birileri dedi ki "Sosyete Kantin'in yerine Burger King açılacak." Hemen toplanıldı, çimlerin üstü el ilanlarıyla doldu, camlar çerçeveler indi aşağı. Burger King açılmadı, bu yüzden midir, bilmiyorum ama sanmam. Onun yerine ne idüğü belirsiz tavuk parçaları satılıyor aynı yerde.<br /><br />Bu değneğin "salak mısınız yea" diyen ucundaydım ben, ben de başka bir laciverttim sonuçta. Hala da öyleyim. Neye karşı savaştığımı bilmeden savaşmadım hiç. Bu savaşın beni, bizi kutsala ulaştırmak şöyle dursun, keyifle geçmesi gereken iki satırlık ömrümüzden yediğinin farkındaydım. En önemlisi de, şirket protesto etmek adına Saatli Bina'nın o güzelim duvarlarını rezil edip sonra da o sayıp sövdüğüm şirketlerin kapısında yatmadım iş için. O şirketlerde çalıştım, o şirketlerde çalışabileceğimi her zaman bilerek büyüdüm çünkü. Değişmedim.<br /><br />Geçenlerde dostum Cem Yapar "okulda Starbucks açılmış" dedi. Şaşırdım, "neden duymadık?" dedim. "Bilmem, berberin yerine açılacakmış işte" dedi. <span style="font-style: italic;">Kaç yıllık berberin!!?!</span> "Berber içeri alınacakmış" dedi sonra, oh, neyse.<br /><br />Okula bu aralar pek gitmedim; 1. Erkek Yurdu'nun yeni, Study'nin bitmiş halini görmedim henüz. Merak ediyorum, ama üzülüyorum da; statükocuyum ya hani, değişmeseydi be o kulüp odası filan... Berberi merak etmem de ondan ya zaten. Neyse, konu o değil. Benim okula gidip gitmemem etkilemezdi böyle zamanın büyük haberlerini duymamı eskiden. A-aa... Boğaziçi Üniversitesi'ne Starbucks açılmış ve kimse bundan bahsetmemiş; kimse olay çıkarmamış, önünde oturmamış, feysbukta bunun için kampanya yapmamış, öyle mi?<br /><br />"Vay be Cem" dedim, "Nerde o eski tatlı su sosyalistleri..."<br /><br />Gülünecek bir şey vardı, güldük.<br /><br /><br /><span style="font-size:85%;"><br /></span><div style="text-align: right; font-style: italic;"><span style="font-size:85%;">Konuyla ilgili ayrıntılı dalga için <a style="color: rgb(102, 102, 102);" href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=bo%C4%9Fazi%C3%A7i%20%C3%BCniversitesi%20starbucks">buraya</a>:</span><br /><span style="font-size:85%;">Mekan bilgileri i<span style="color: rgb(102, 102, 102);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);">çin <a style="color: rgb(102, 102, 102);" href="http://www.mekanist.net/">şuraya</a><span style="color: rgb(102, 102, 102);">.</span></span></span></span><br /><br /><span style="font-size:85%;"><span style="color: rgb(102, 102, 102);"><span style="color: rgb(0, 0, 0);">Bu yazı eşzamanlı olarak </span><a style="color: rgb(153, 0, 0);" href="http://www.bellatrixbegins.blogspot.com/">yazı kalır...</a><span style="color: rgb(0, 0, 0);">'da yayınlanmaktadır.</span></span></span></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-84526894336986358442011-10-27T18:02:00.002+03:002011-10-27T19:16:22.781+03:00Deprem Vergisi Icimizde<span class="Apple-style-span" >Standart baslayacagim- Van depreminde yasamini yitirenlerin topragi bol olsun, yaralilara acil sifalar. Ancak tabi boyle seyler olmasin da madem oldu, neler yanlis yapildi neler yapilmaliydi bir elestirel bakalim isterim. Uslubumu bilirsin sokak agziyla yazacagim, turkcesi hataliysa turkce severlere ozur... </span><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >3 gundur bir yaygara deprem vergilerimiz neredeymis, hadi van i bastan yapsinlarmis vs vs. simdi bu benim ekonomist damarlarimi deprestirdi. Onu yazacagim, musait bi zamanda cadir meselesi ve diger sorunlara da gireriz diye umuyorum.</span><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Olaya bastan bakalim. 99 depremi oldu, buyuk yikim bir suru kamu harcamasina ihtiyac oldu, devlet guclukle harcama yapti. Ancak para bitti, devlet buyuklerimiz (ki o zaman Ecevit hukumeti vardi) dedi ki, ben depreme cok harciyorum, bunun icin para ayirmamistim... bi vergi koyacam herkes destek ciksin dedi. Gecici olacak su harcamalar bitsin kaldiririz dedi.. Ve dikkat et bunun icin oiv ve otv vergileri hayatimiza girdi. Deprem sonrasi harcamalar sayesinde devletin parasi bittigi ve para almak icin kondugu icin buna halk ve komuoyu "deprem vergisi" diye lakap takti. Ne mevzuatinda ne de uygulamada, bu verginin deprem yatirimlari ve deprem icin bir fon olacagi gecmiyordu.</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Velhasil bu sayede devlet o ekstra 19 milyar dolarlik 99 depremi yukunden biraz nefes aldi. ancak daha sonra biliyorsunuz, ulke krizlere girdi, ekonomi sikintiya dustu. resmen battik. ulkede bizi kurtaracak adam bulamayinca dervisi cagirdik. o donem ve sonrasi o kadar culsuzduk ki gecici diye adini koydugumuz oiv yi kalici yaptik.. dedik ki, abi gene devlette para yok batiyoruz herkes elini cebine atsin, kemer sIksIn.. :) yani anlayacagin, yine o paranin deprem icin kullanilacagi konusunda bir numara yok. actik batiyorduk. Devlete kaynak lazimdi. Bu. Bak adi falan da "deprem vergisi" degil..</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Dervisin ekonomik plani butce disiplini uzerine kurulu. der ki, sen devlet olarak surekli borclanma ihtiyaci duyuyorsun, borclandikca batiyorsun, battikca daha borclaniyorsun siciyoruz. bundan cikacaz, abuk subuk borc almayacagiz, usturuplu harcayacagiz. devlet kuculecek isci cikacak ozellesecek borca ihtiyacin azalacak. sistem bu. isledi mi? isledi. Simdi diyen var ki "e ben zenginlesmedim?" E ama "eben zenginlesti"... ulke zenginlesmedi diyen ahmaklik yapar. ha gelir adaletsizligi var mi var. (yine de bir cok ulkeden iyi) herkesin arabasi evi oldu. sistem isliyor, carklar donuyor. Eski tip zenginlikten yeni usul zenginlige gectigi icin, para el degistirdigi icin, eski zenginler yakiniyor, ama bir cok gosterge dogru yolda oldugumuzu gosteriyor.</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Neyse, deprem vergisi neymis? deprem icin alinan bi vergiyle alakasi olmayan, OIV adi altinda devlete para almak icin gerekli bisiymis. Ustelik ulkemizin vergi sisteminde hazine birligi vardir. (tahsis i adem miydi hukuki adi neydi) o da soyledir, kasada tum vergiler birikir, evin tum parasinin birikip faturalarin oradan odendigi gibi oradan butce icindeki seyler odenir. damga vergisi damga alimina, petrol vergisi petrol alimina gitmez. para toplanir butce toplanir oradan harcanir. "E ama su vergiyi niye baska seyler icin harciyorlar?" diye bir soru sacmadir. Ulkenin kurulusundan beri sistem budur...</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Simdi adam sana dese o para da diger vergilerden bi farki olmayacak sekilde saglika egitime altyapiya dis borca gitti demekte hakli mi? hakli, cunku verginin ozunde herhangi bir vergiden farki yok.. niye olsun? butcede ne varsa onu yapiyor. Ve inan bana butce disiplini saglaniyor, az borclanma hatta fazlalarla bu is toparlaniyor. Ulke bu disiplinle buyuyor.</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Onun disinda, diyebilirsin ki gene de devlet biraz harcamaliydi deprem icinde.. hah simdi geldik oraya.. Ben niye bunlari yazma ihtiyaci duydum? neden senin gozunde "abi hukumeti koruyor bu, tayyipci bu ae!" konumuna geldim? cunku yanlis elestirerek dogruya ulasamayiz. Bu kadar kotu elestirirsek devleti populizme sova, bos muhabbete sevk ederiz. ihityacimiz olan soru deprem vergisi nerede? degil, deprem icin nasi bi plan yapardik? Bunu butcede nasil cozerdik? Senin soruna adam yol yaptik diye cevap verip geciyor, basit cunku.. ben diyorum ki bunun plani nerde bu plani yapalim uygulayalim artik.</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Sikintisi ne biliyor musun? Senin o paralari neye odedigini bile bilmemen.. gercekten deprem harcamasi yapiliyor ve bundan sonraki depremler icin para birikiyor mu saniyordun? Senin ulkenin butce sikisikligindan haberin yok mu? Vergi politikalarindan haberdar misin? Neye gore oy veriyorsun? Butcesinde deprem yatirimi olan partilere mi oy atiyorsun, icraatlari takip ediyor musun? yoksa sadece ideoloji misin? Suruyu takip mi ediyorsun?</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Bi cozum onermeden de birakmayacagim... Deprem vergisi hic olmadi bunu cikar artik.. devlet butcesi de karun un hazinesi degil, onu yapsin bunu yapsin diyemeyiz. diyorsan o butce yapilirken diyeceksin.. kamuoyu yaratacaksin, suna su kadar harcamayalim sunu harcayalim diyeceksin. sen yillar boyu sus, sonra ee ben buna para biriktiriyoruz saniyordum. E bende sen bir farkindalik ile yasiyorsun saniyorum. koyunmussun o zaman sen?</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Bazi tavsiyler ilk akla gelenler: oncelikle su yikilan binalarin sorumlusuna (onayliyandan tut, belediyeye kadar) vereceksin cezayi, -adam oldurme.. sonra denetim. uygun olmayan binaya vereceksin cezayi,-olume tesebbus.. belediyeyi bile denetleyeceksin. Konut stogunu degistirmek icin destek cikacaksin, tesvik olur, yasli konuta ek vergi ile olur. tum dunyaya insaat yapiyoruz, insaata devam... ozel sektor girecek bu ise sen tek basina yapamazsin... o binalar donusecek, o gecekondular yikilacak.. Bir film bir belgesel neyse biraz da korku vereceksin.. balkondan sarkan klimaya bile depremden duser diye cezayi basacaksin.. yardim kuruluslarini toparlayip organize edeceksin. sistemin olacak gerekirse siren calip tatbikatini yapacaksin tum sehirlerde. bak deprem ulkesi dedigin yerde duvara tablo asarken cift taraftan kemerle sabitliyor adam.. bunu yapacak bilince sokacaksin beni... Ama bunlar yaparken karni da doyacak adamin. Ac adama hani tablondaki deprem emniyet kemeri diyemezsin, o yuzden butce disiplininden de vazgecmeyeceksin.</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >yani deprem vergileri nerede demeyeceksin. bunu zaten onceden bileceksin. yasaminda, ulkende, dunyada kudretin oldugunu hissedeceksin. dusuneceksin dusundurteceksin....</span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div></div>Osman Mizrakhttp://www.blogger.com/profile/02882032276370338389noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-63915843312075200872011-10-26T17:44:00.004+03:002011-10-26T17:50:32.534+03:00çizenlerden<div style="text-align: right; font-style: italic;">Erinç'e gelsin.<br />Gerçi biz muhabbeti her zaman severiz ama :)<br /></div><div style="text-align: right;"><br /></div><div style="text-align: left;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp6e8RW6wK6eiee3Kj4t9woD7g28r6aXXwf1blbwjf6ByGHpJLfk6ZDF4dxWBGbY5X03KHvznlxrQhwiMeWP3ORAPXvMNMcs3eAyY5lrboLlK0xAfOvy3d0W4InzUjAvM8DJeouexfxGDR/s1600/corbusier.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 288px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp6e8RW6wK6eiee3Kj4t9woD7g28r6aXXwf1blbwjf6ByGHpJLfk6ZDF4dxWBGbY5X03KHvznlxrQhwiMeWP3ORAPXvMNMcs3eAyY5lrboLlK0xAfOvy3d0W4InzUjAvM8DJeouexfxGDR/s400/corbusier.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5667812022212123826" border="0" /></a><span style="font-weight: bold;font-size:130%;" >‘‘I prefer drawing to talking. Drawing is faster, and leaves less room for lies."</span><br /><br /><span style="font-size:130%;">Le Corbusier</span><br /></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-18353169791179381232011-10-20T18:31:00.004+03:002011-10-20T18:36:16.451+03:00Yalnız ve Güzel Grooveshark'ımız<a style="font-weight: bold; color: rgb(0, 0, 0);" href="http://grooveshark.com/">Grooveshark</a> denen eli öpülesi, dibinde yatılası sitede ortak bir hesap kullanıyoruz arkadaşlarla; herkes oraya ekliyor ne ekleyecekse ki, hepimiz nasiplenebilelim birbirimizin dinlediğinden. İmece mi dersin, besin paylaşmak mı, artık her neyse.<br /><br />Amma velakin, sarpa sardı burası da haliyle. E normal, hepimiz bok hepimiz çok diye. Ben de tutkuyla sevdiğimiz yalnız ve güzel grooveshark hesabımızın iki-üç tıkla tahlilini yapayım dedim, naçizane...<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxQm5EnoN1O68FUgGsbyCv2zylZ8C_UULw0gD3Qiz4yooTo2EJIJzdcwVCZzuNVWI6f-7mtaPmO4Dg66AvjvLKR70XVcaFDiMl1HXCilIHcK_Rwg7mfe2Ez0SIppJ6V8zxWbWHvyyytW8r/s1600/grooveshark%2521.bmp"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 203px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxQm5EnoN1O68FUgGsbyCv2zylZ8C_UULw0gD3Qiz4yooTo2EJIJzdcwVCZzuNVWI6f-7mtaPmO4Dg66AvjvLKR70XVcaFDiMl1HXCilIHcK_Rwg7mfe2Ez0SIppJ6V8zxWbWHvyyytW8r/s400/grooveshark%2521.bmp" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5665597442062947330" border="0" /></a>Playlist var, adı <span style="font-weight: bold;">hareketli tandans</span>. İçinde iki tane şarkı var. Hık diye kalıveriyorsun hareket ederken.<br /><br />Playlist var, adı <span style="font-weight: bold;">daytrippin'</span>. Yüz yıldır orada olmasa diyeceğim ki içindeki iki şarkının üstüne ekleme yapılacak, acele edilmiyor, orasını burasını mıncıklayıp dibini koklayarak seçiliyor şarkılar... Ama yok. dedim ya, yüz yıldır orda. Ne day, ne trip var ortada. "Takılırken kitlendiğim şarkılar" bile değil, öyle bir <span style="font-style: italic;">trip</span>sizlik mevzubahis. (Bu arada, <a style="color: rgb(102, 102, 102); font-style: italic;" href="http://grooveshark.com/#/s/Galuchat/4cpsf5?src=5">Galuchat</a>'yı listene attım Onurlu, dinle bak bakalım kitliyor mu:))<br /><br />Playlist var, adı <span style="font-weight: bold;">türkçesi</span>. Adına bakma, yerli-yabancı karışık kaset. Yerliler de, "teoman-en iyiler" bile değil, 3-4 tane grubun bulabildiğin tüm şarkıları. O grupların da kendilerine has playlist'leri var ha, yanlış olmasın.<br /><br />Playlist var, adı <span style="font-weight: bold;">güzel müzik</span>. Hah iyi dedin, kaliteli müzik gibi aynı (<a style="font-weight: bold; color: rgb(102, 102, 102);" href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/2010/08/kaliteliblogblogspotcom-farazidir-evde.html">hani vardı ya...</a>). İki tane grup seçilmiş, bulunan tüm şarkıları oraya dizilmiş. Sanırsın ki dünyada ruhun gıdası iki tane grup var.<br /><br />Playlist var, adı <span style="font-weight: bold;">010111</span>, <span style="font-weight: bold;">27.02.2010</span> veya 98934801. zamanın birinde, bir gün otururken dinlenmiş müzikler. O günü mü hatırlıyoruz bu playlist'i çaldıkça, aşkımızı mı yad ediyoruz, senede bir gün kafalarına mı giriyoruz, belli değil.<br /><br />Playlist var, adı <span style="font-weight: bold;">23-05-flugtag</span>. İçinde Müslüm Gürses var, seçmece; iki Yeni Türkü, bi Bülent Ortaçgil, bi Duman. Flugtag'a gitmeden dinlendi miii, yoksa bu müzikler dinlenirken flugtag misali uçuldu muuu, orasını karıştırma.<br /><br />Playlist var, içinde şarkı yok. Naaays!<br /><br />Girip şu hesabı güzelce bir şartlamak lazım aslında. Seni seçtim dostum Cem Yapar. Nihayetinde, tüm dizilere, filmlere düzgün isimler ve klasör simgeleri vermeyi kendine görev edinmede benden beter bir adamsın. Fuzuli işler, en sevdiğim...<br /><br />Hadi ben de bir şarkı armağan edeyim de İzmir marşıyla olmasa da, bando mızıka gidelim. <a style="font-weight: bold;" href="http://grooveshark.com/#/s/Valletta+Fanfares/2nzzNw?src=5"><span style="color: rgb(102, 102, 102); font-style: italic;">Ale hop, yallah!</span><br /></a><br /><br /><div style="text-align: right;"><span style="font-size:85%;">(Bu yazı eşzamanlı olarak <a style="font-style: italic; color: rgb(153, 0, 0);" href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/">yazıkalır...</a>'da da yayınlanmaktadır.)</span><br /></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-10192061780112089352011-10-06T10:17:00.002+03:002011-10-06T10:18:06.793+03:00R.I.P. Steve Jobs<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiycaGFBfHY6S8EoUT5zMOOHlYdIxacpC6Y1Oyx42T5ypOGyW7o2EVew2zIL0nBbP2NwRYWiY2Wgvg40hluJQzkoUgRsUI3QAzL-2TrUpuPjRKaX16pEIktb87PK8tIuwAHg6PIPmI6zCV6/s1600/RIP+Steve+Jobs.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 225px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiycaGFBfHY6S8EoUT5zMOOHlYdIxacpC6Y1Oyx42T5ypOGyW7o2EVew2zIL0nBbP2NwRYWiY2Wgvg40hluJQzkoUgRsUI3QAzL-2TrUpuPjRKaX16pEIktb87PK8tIuwAHg6PIPmI6zCV6/s400/RIP+Steve+Jobs.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5660274977790517026" border="0" /></a>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-88465310999766903432011-09-21T18:34:00.002+03:002011-09-21T18:35:01.512+03:00Pezevengidir.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdnSRKEHX9BlPwg1PyWyShk-lphVhvbfy6J13S1tOLHslTlE7UvP3QK8BuB2sBJSVgdlUKHvN78Sk4SFtUkjsTjtdV9xIszCil5QGHg1LRnIVAgkkeyjkSjydjXl9xjdy_MVPkUnWROGOP/s1600/kola%252C+pezevenk.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 353px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdnSRKEHX9BlPwg1PyWyShk-lphVhvbfy6J13S1tOLHslTlE7UvP3QK8BuB2sBJSVgdlUKHvN78Sk4SFtUkjsTjtdV9xIszCil5QGHg1LRnIVAgkkeyjkSjydjXl9xjdy_MVPkUnWROGOP/s400/kola%252C+pezevenk.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5654836744389361778" border="0" /></a>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-71035585374165240242011-09-16T08:17:00.001+03:002011-09-16T08:18:34.909+03:00C vitamini önemlidir.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6lqSJszNjCU__-qXY9lvIW9DUaF4wKAHgMwMciAmm9FzeaMel2-1WADmGUjvvcKrq6FM0JmpTVj27er9hFnTmCtgbOskkZMmkrEgGxTV2EdF9YOsl-JNJ8vKQN5_iMsR5aOKMunnCH4KA/s1600/portakall%25C4%25B1+hayat.bmp"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 256px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6lqSJszNjCU__-qXY9lvIW9DUaF4wKAHgMwMciAmm9FzeaMel2-1WADmGUjvvcKrq6FM0JmpTVj27er9hFnTmCtgbOskkZMmkrEgGxTV2EdF9YOsl-JNJ8vKQN5_iMsR5aOKMunnCH4KA/s400/portakall%25C4%25B1+hayat.bmp" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5652822300012097986" border="0" /></a>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-48356923594997288422011-09-09T21:49:00.000+03:002011-09-09T21:59:25.909+03:00'coz we got high_ Kapici, pardon, "apartman gorevlisi" olabilirsin. Beles is. Hic para odemeden oturdugun binayi satin alirsin sonunda. Ne yapacaksin ki, sabahlari bi servis, aksamlari bi cop toplama...<div>_ Ama senin icin cop toplamak sikinti olur Cem...</div><div>_ Evet yapamam ben onu. Usenirim.</div><div>_ Sarkidaki gibi olursun, diyo ya, "odami toplayacaktim ama sonra <i>'coz I high</i>"</div><div>_ Hangi sarki o be? Calsana!</div><div><br /><iframe width="480" height="390" src="http://www.youtube.com/embed/WeYsTmIzjkw?rel=0" frameborder="0" allowfullscreen=""></iframe><br /><br /><div style="text-align: right;"><i><span class="Apple-style-span" >(Cem, Osman, bellatrix)</span></i></div><div style="text-align: right;"><i><span class="Apple-style-span" >(09 Eylul 2011, Akatlar)</span></i></div></div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-43365723786753328732011-09-03T01:44:00.004+03:002011-09-03T02:00:57.370+03:00Hepimiz çiçeğiz...<div style="text-align: right; font-family: georgia;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-size:100%;"><span style="font-size:85%;"><span style="font-size:85%;">(Bu yazı<a style="color: rgb(255, 102, 0);" href="http://portakalsuyucu.blogspot.com/"> </a><a href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/"><span style="color: rgb(204, 0, 0);">yazıkalır...</span></a>'da da yayınlanmaktadır.</span></span>)</span>
<br /></span></div>
<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHr6Mqat-aZvpnYPgYwdn5WbwFhgzOtis5w8LcRUWMORi42rB0m_RnbCbqq_f-jj3xlXgCglhKNjcYm0AZvB7f1lPAq9k7rfQ82UOxBOnxm3viOx_SbQQ9ZU5d8rNrtiX4xxwPlmd7ggqc/s1600/veciko+icin%252C+patti+smith+ve+kedi.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 268px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHr6Mqat-aZvpnYPgYwdn5WbwFhgzOtis5w8LcRUWMORi42rB0m_RnbCbqq_f-jj3xlXgCglhKNjcYm0AZvB7f1lPAq9k7rfQ82UOxBOnxm3viOx_SbQQ9ZU5d8rNrtiX4xxwPlmd7ggqc/s400/veciko+icin%252C+patti+smith+ve+kedi.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5647897770853353666" border="0" /></a><span style="font-size:130%;"><span style="font-family: georgia;">Hepimiz yatağın üstünde uzanıp saatin kaç olduğunu düşünmediğimiz uzun öğleden sonraları, dostları, müziği ve kedileri seviyoruz.</span>
<br />
<br /><span style="font-family: georgia;">İst'ten anladığımız sadece İstanbul. Fikrimiz sorulsa, kapitalist, sosyalist, anarşist olmak yerine hippi olmayı yeğlerdik.</span>
<br />
<br /><span style="font-family: georgia;">Kalben çiçek çocuğuz, hepimiz, çiçeğiz... ve çiçekler portakal suyu ister.</span>
<br /></span>
<br />bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-82101189695346234982011-07-31T13:22:00.006+03:002011-07-31T13:31:21.228+03:00çarşaftan yelkeni<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUgvhrdu2vfDkOrEuR74kduc_fxZLIR5u5sEWpzEo-ViuoZSB0RiyWiB-9uSHCz3UMDygRWVC22a7QIULFeGxN2Wah8TdiCosLZhWw8iStvuBCq4BxQSUjqiZq1ze4kDCa7W4eTI8Y3w4p/s1600/carsaftan+yelkeni.bmp"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 225px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhUgvhrdu2vfDkOrEuR74kduc_fxZLIR5u5sEWpzEo-ViuoZSB0RiyWiB-9uSHCz3UMDygRWVC22a7QIULFeGxN2Wah8TdiCosLZhWw8iStvuBCq4BxQSUjqiZq1ze4kDCa7W4eTI8Y3w4p/s400/carsaftan+yelkeni.bmp" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5635459963091914946" border="0" /></a><br />_ Alo, naber? <p class="MsoNormal">_ İyidir, senden?</p> <p class="MsoNormal">_ İyi nolsun, oturuyoruz. DVD’ci var ya bizim, onun için aradım ben seni. Biz istemiyoruz ama sen istiyosan alalım?</p> <p class="MsoNormal">_ Aa, ne güzel. DVD varsa istiyorum. </p> <p class="MsoNormal">_ Tamam.</p> <p class="MsoNormal">_ Ha yalnız VCD istemem.</p> <p class="MsoNormal">_ Yok, VCD varmış hep bu aralar.</p> <p class="MsoNormal">_ İstemem o zaman, VCD var evde. Daha sonra belki. </p> <p class="MsoNormal">_ İyi o vakit, hadi öptüm.</p> <p class="MsoNormal">_ Hadi bay.</p><p class="MsoNormal"><br /></p> <p class="MsoNormal"> </p> <p class="MsoNormal">VCD sevmiyoruz, kalitesiz oluyor. Ama DVD yok diye, yani, gelip bulmasın mı bizi bu kafa? </p> <p class="MsoNormal">Moruk, yok böyle bi sinema!</p><p style="text-align: right;" class="MsoNormal"><br /></p><p style="text-align: right;" class="MsoNormal"><span style="font-size:85%;"><span style="font-weight: bold;">Görsel:</span> Mika - Lollipop (klip)<br /></span></p><p style="text-align: right;" class="MsoNormal"><span style="font-size:85%;"><span style="font-size:85%;">Bu yazı<a style="color: rgb(255, 102, 0);" href="http://portakalsuyucu.blogspot.com/"> </a><a href="http://bellatrixbegins.blogspot.com"><span style="color: rgb(204, 0, 0);">yazıkalır...</span></a>'da da yayınlanmaktadır.</span></span></p>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-90549325862947560482011-07-03T12:05:00.004+03:002011-07-03T12:18:21.642+03:00lose para - lose kenevir<a style="color: rgb(102, 102, 102); font-style: italic; font-weight: bold;" href="http://bellatrixbegins.blogspot.com/2010/12/asansorde-olana-ne-esrar-ne-bisey.html">Ataşehir'de bir apartman dairesini seraya çeviren C.C.</a> vardı aylar önce, bildiniz mi? Geçenlerde sosyal medya ona benzer yeni bir haberle sarsıldı. Sarsıldı dediğim, sarsıla sarsıla güldü. Böyle haberler ebeveynlerin kafalarını sağa sola sallayıp cıkcıklayacakları türden olduğundan, televizyonlarda pek rağbet görmezler. Ancak zırtapoz haber sitelerini karıştıranlar bulur da feysbukta filan paylaşırsa böyle yayılır yayılır durur işte, çok yayılır, önünü alamazsınız öyle böyle yayılır...<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinINk_tnLQR4MutXhLbajNBLaWduZeKxkl5Bfyfn00fl6OLyqsWdJJYcMfoGb3T1BYjI8k5qiDZ4kIuYoia8JbqDmvaRVvzri6lsvH2FSnIFmxqJUd8r0x7y6X_wdK0bH6htC-IoecQoE4/s1600/cannabis.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 210px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinINk_tnLQR4MutXhLbajNBLaWduZeKxkl5Bfyfn00fl6OLyqsWdJJYcMfoGb3T1BYjI8k5qiDZ4kIuYoia8JbqDmvaRVvzri6lsvH2FSnIFmxqJUd8r0x7y6X_wdK0bH6htC-IoecQoE4/s320/cannabis.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5625052834292450034" border="0" /></a><br /><div style="font-weight: bold; color: rgb(102, 102, 102); text-align: center;">Edirne Belediyesi'nin ektiği çiçekler kenevir çıktı<br /><br /></div> <div style="text-align: center;"> <div style="text-align: left;"><span style="color: rgb(102, 102, 102);" id="contextual"><span id="_ctl0_MainContent_Content1_Details">Edirne Belediyesi’nin yeni açtığı parka ektiği çiçekler kenevir çıktı. (...) Konuyla ilgili bir açıklama yapan Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, belediye çiçekliğinde kullanılan toprakların Yunanistan sınırındaki Karaağaç semtinden alındığını belirterek, ’’Hint keneviri tohumları, Meriç Nehri ile aramızda sınır olan Yunanistan’daki tarlalardan bir şekilde bizim topraklara geliyor. Yunanistan tıbbi alanda kullanmak için sınırdaki tarlasına çok sayıda Hint keneviri ekmiş durumda. Belediye çiçekliğinde biz ekmediğimiz halde kullanılan toprak dolayısıyla Hint keneviri çıkıyor’’ dedi. </span></span><span style="color: rgb(102, 102, 102);">(...)</span><br /></div> </div><br /><div style="text-align: right;"><div style="text-align: left;">Haberin tümünü <a style="color: rgb(102, 102, 102); font-weight: bold;" href="http://www.kenthaber.com/marmara/edirne/Haber/Genel/Normal/edirne-belediyesinin-ektigi-cicekler-kenevir-cikti/1fef7f4d-7503-4406-8c88-0067c2867d39">şuradan</a> okuyabilirsiniz.<br /></div><div style="text-align: left;"><br /><br />Ah bebeyim ya, Afrika'dan muzun içinde gelen üçüncü kat böceği misali, Yunanistan'dan "bi şekilde" gelen tohum ne kadar inanılası? İşin kötüsü, tüm bunlar muhtemelen doğrudur da!<br /><br />Keşke "özellikle müptezellerin kullandığı yasal el ve dudak kremleri için kenevir üretiyoruz" diyeydiniz, işin içinde yabancı şirket olunca ceza meza da olmazdı, "işte her şeyi Amerika pilanlamış" der geçerdik. Şimdi hiç yoktan ceza ödenecek bir sürü, üstelik kenevir de yok, lose-lose situation.<br /><br /> <span style="font-size:85%;"><br /> </span> <div style="text-align: left;"><span style="font-size:85%;">(03 Temmuz 2011, İstanbul)<br />Bu yazı<a style="color: rgb(255, 102, 0);" href="http://portakalsuyucu.blogspot.com/"> <span style="color: rgb(204, 0, 0);">yazıkalır...</span></a>'da da yayınlanmaktadır.</span><br /> </div> </div> </div>bellatrixhttp://www.blogger.com/profile/09458766934448916154noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-49147171683514275812010-08-24T14:51:00.008+03:002010-08-24T15:06:23.993+03:00Anti-Grup<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB2nV_vrK_BRlr18mlxKa3YPj495SLJHAmx83yYZ-f6-m2_WqAdyqZFVVZlnFQBdEBQwano_906AygEuy5y5KaMRl8wP-pqFAJMgfEtandBMoYgKNFhl5IX51te9ov_TkbWbEz4rgja5A/s1600/creas.jpeg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 196px; height: 146px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB2nV_vrK_BRlr18mlxKa3YPj495SLJHAmx83yYZ-f6-m2_WqAdyqZFVVZlnFQBdEBQwano_906AygEuy5y5KaMRl8wP-pqFAJMgfEtandBMoYgKNFhl5IX51te9ov_TkbWbEz4rgja5A/s320/creas.jpeg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508943110058207762" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">Dostlar,</span><span style="font-size:85%;"><br /></span><span style="font-size:85%;"><br />Daha yeni Flying Dutchmen de okudugum bir </span><span style="font-size:85%;">yazi uzerine bir yorum yapma ihtiyaci duydum. Ozet gecmek gerekirse yazi, taraftar gruplarinin Avrupa’daki ustun etkinliginden bahsederken taraftarlikla ve fanatizm ile övünen Türk Futbol </span><span style="font-size:85%;">izleyecisinin taraftar grubu oluşturmada ve etkinleştirmede zayıf olduğundan bahsediyordu. Taraftar grubu “Ultra” kavrami sosyo-politik hafif sol eğilimli bir kesimi tabir etmek icin kullanilan bir terim</span><span style="font-size:85%;"> haline dahi geldi. Gruplar hem bulunduklari şehrin, hem küluplerinin karar mekanizmalarinda etkin, liderlik yapan çözüm götüren ve diğer toplum bireylerini harekete geçiren kesimler oldu.<br /><br /></span><span style="font-size:85%;">Ancak Türkiye’de en güçlü diye bilinen 3 istanbul takiminin taraftar gruplari, bu tip Avrupa gruplarinin etkinliğinin çok gerisinde kaldi. En çok bilinen Çarşı grubu dahi, bir kaç pankart <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvhaPpoju1ZgcxY8Vsg8C4zj6vWwfUJp5OBxEGt_XeRNWDccOqWUCJytm9euw2crit0J-d_1EM9Jpu8pJZTB3SWnPGT2esGzyHCFWwBQFfMynXJa1uxdR2bv3hZ6pvfVECwQyplVMNLlE/s1600/500px-Bjk_carsi.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 222px; height: 166px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvhaPpoju1ZgcxY8Vsg8C4zj6vWwfUJp5OBxEGt_XeRNWDccOqWUCJytm9euw2crit0J-d_1EM9Jpu8pJZTB3SWnPGT2esGzyHCFWwBQFfMynXJa1uxdR2bv3hZ6pvfVECwQyplVMNLlE/s320/500px-Bjk_carsi.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508943525689536034" border="0" /></a></span><span style="font-size:85%;">hazirlamaktan öteye yerel yönetim </span><span style="font-size:85%;">ve kulüp yönetimi hatta ülkenin kararlarini etkilyecek seviyede düşünen ta</span><span style="font-size:85%;">rtışan ve eleştiren bir ya</span><span style="font-size:85%;">pı olmaktan uzak... Peki ya ne bekliyordun ey hollandali- sıradışı bir grup kursak aramizdan birini de “başbakan ismail” tarzi başbakan mi yapsak? Yazi değinmemiş ama ben merak ediyorum işte bizde neden olmuyor bu işler ve aklıma geldikçe başlıyorum </span><span style="font-size:85%;">yazmaya brai</span><span style="font-size:85%;">nstorming kafasinda:<br /><br />Öncelikle en büyük sikinti ülkemiz uzerinde olan</span><span style="font-size:85%;"> doğu kültürü ve islami düşünce yapısı.. Bizim halkimiz kavgayi gürültüyü sever ama kolay kolay kendi icinde ayaklanmaz. Ekonomik krizlerde gördüğümüz tipik özelliktir bu; bizler “buna da şükür bir yolunu buluruz” derken, bati halki ortalığı birbirine katar kendi şehrini ateşe ve</span><span style="font-size:85%;">rir. Bakmayin siz kurt<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiapznQ1wipucL1PjQ3WAhT4P1XmWBOevXpF7m-SLBgdQ9DXNHJ6lrhleUzbiMoFD2uOsMd3sBx3lYXgGyn7BAhjRMNhPV5yAU55oIM9AiiKLQqzrP7TXzTUnrBi21oOen0q6Y6q4jY1lo/s1600/img_65_yunanistangrev.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 261px; height: 261px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiapznQ1wipucL1PjQ3WAhT4P1XmWBOevXpF7m-SLBgdQ9DXNHJ6lrhleUzbiMoFD2uOsMd3sBx3lYXgGyn7BAhjRMNhPV5yAU55oIM9AiiKLQqzrP7TXzTUnrBi21oOen0q6Y6q4jY1lo/s320/img_65_yunanistangrev.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508943789335387490" border="0" /></a></span><span style="font-size:85%;">uluş harbindeki ayaklanmaya, oradaki yapi hem konjokturel olarak daha farkli bir Anadolu’yu iceriyor </span><span style="font-size:85%;">hemde 10 yillik savaş</span><span style="font-size:85%;"> hali hiç kesilmemiş bir düzen var. Ki zaten Milli Mücadele’nin halkin tamami tarafindan benimsendiğini ve kabul gördüğünü düşünen </span><span style="font-size:85%;">dostlara çok fazla Kemal Kara’nin tarih kitabini okumuş derim... Bizler şükretmeyi, dua etmeyi sever, “Allah bir çaresini gösterir” demeye alışmış insanlariz.. Kemer sikariz, hatta galeyena gelip tek başına eylem yapmaya çalışan, bireyleri de bir güzel döver, yaka paça götürürüz. Inanin bir çoğumuza göre haline şükretmemek fazlasini istemek bir nevi günahtir, aç gözlülüktür... Aha size tipik bir doğu düşünce tarzı... O yüzden bizler tepkili, görüşünü savunan ve amaçlari peşinde koşan grup kuramayiz d</span><span style="font-size:85%;">ostlar.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsdsL7P9Eq7PIB9aWsS-f-FtDJJNvguXNAMcluTWvCkya_iL3CMKBc6yu4jVLTyzApKQgdA_lUVPF08ZHLtketqNtJQEBW3IaMxkbWMsKcuzMaHEwMyymdWFnlLMikP4VOadHomPPqyQ8/s1600/31333.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 211px; height: 157px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsdsL7P9Eq7PIB9aWsS-f-FtDJJNvguXNAMcluTWvCkya_iL3CMKBc6yu4jVLTyzApKQgdA_lUVPF08ZHLtketqNtJQEBW3IaMxkbWMsKcuzMaHEwMyymdWFnlLMikP4VOadHomPPqyQ8/s320/31333.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508943911608430418" border="0" /></a></span><span style="font-size:85%;"><br />Bunun yaninda bir diğer özelliğimiz yine kültürümüzden kaynaklanir, ki bizler malesef grup/ <a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAGPlw0VA_aGok6b_14XBNvyzQFcxfC99Y42Xtfdz9KjckkdngDKWP-I8q3pUFzRNXqq4LrWIQuNRooCcjTsJ9PLTF1CqTKe_pOwYLc8-_W-5fLyPtXHNVbm44EENY1TolA8JKLBrt7JE/s1600/kanun.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 99px; height: 140px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAGPlw0VA_aGok6b_14XBNvyzQFcxfC99Y42Xtfdz9KjckkdngDKWP-I8q3pUFzRNXqq4LrWIQuNRooCcjTsJ9PLTF1CqTKe_pOwYLc8-_W-5fLyPtXHNVbm44EENY1TolA8JKLBrt7JE/s320/kanun.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508944194017623458" border="0" /></a></span><span style="font-size:85%;">parti ve çoğunlukçu paylaşımlara açık değiliz.. Ya ulan bizler lider /hükümdar seven insanlariz,</span><span style="font-size:85%;"> bir grup olarak birlikte hareket etmek demokratik karar almak gibi bir yanimiz var mi? </span><span style="font-size:85%;">Atilla’dan Melikşah’a, Fatih’ten Kanuni’ ye bizler hep lider arkasinda giden bir toplumuz, baştaki adam ne derse gideriz peşinden.. Adam yürüyün dedi, Orta Asya'dan Viyana'ya kadar yürüttü bizi! Ha diyenler olacak: sonra Cumhuriyet’i kurduk, ve lider peşinden gitmiyoruz artik demokrasi var politik görüş</span><span style="font-size:85%;">ümüz peşinden gidiyoruz değil mi? Hmm evet evet aynen öyle burcucum, seni “kral” tv in ile başbaşa birakiyorum... O yüzden dostlar bizler, düşünce yapisini savunmaya çalışan bir grubun peşinden gidip bir gr</span><span style="font-size:85%;">up bilinci ile hareket edemeyiz, biz lider arariz aga..<br /></span><span style="font-size:85%;"><br />Son olarak diyeceğim şudur ki, bu genel yapidan sıyrılmış, grubunu kurmuş kafada adam bulsan da destekçi bulamazsin be kardeş.. Bizim analarimiz her sabah evden çıkışta öğütler ; “aman çoçugum sen işine, okuluna git aman sağa sola anarşiklere karışma!”. Ya bu ne kada</span><span style="font-size:85%;">r pa</span><span style="font-size:85%;">sifize bir düşünce tarzıdır, sen karışma, sen bulaşma tarzi... Anti-politik insanlariz biz, bu işlere bulaşmak çok sikintili, grup kurmak ise büyük garipliktir. Sen bir taraftar grubu olarak şehrinde yaşanan trafik, sağlık, sosyal sorunlara tepkini gösteremezsin ki zaten, çünkü “aman sen karışma” diye alıştık biz..</span><span style="font-size:85%;"> Sen maçını izle evine dön aman bu tip işlere bulaşma, neyine senin bu grup işleri? Yani belki adam fikrini benimser, katilir ama destek vermez, gruba kaynamaktan çekinir, apolitize olmuştur çünkü kafasi...<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYU00acnUlTF1SiWxNq61iHB4ysaMwNZjXpIxUM1MyOrYfLRLT3rwy3sgfPRvIEjZ-6oLpjCryilAHGdTtI7yrdhGSQOZxp_bp-aCtC7NJTjUUjuBr_Jvmai8Rc6WgM0FM7dbnCvVEnwg/s1600/imga0607.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 180px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYU00acnUlTF1SiWxNq61iHB4ysaMwNZjXpIxUM1MyOrYfLRLT3rwy3sgfPRvIEjZ-6oLpjCryilAHGdTtI7yrdhGSQOZxp_bp-aCtC7NJTjUUjuBr_Jvmai8Rc6WgM0FM7dbnCvVEnwg/s320/imga0607.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508944579242191730" border="0" /></a><br /></span><span style="font-size:85%;">Velhasil, Avrupa’li sormuş: “Sizin niye böyle etkin, siyasal ve sosyal görüşü olan taraftar birlikleriniz sivil gruplariniz yok?” Türk yanıtlamış “ Hade len ordan gelip buradan bizi kışkırtıyor anarşik i.ne, biz iyiyiz böyle çok şükür bizim taraftar alayina gider”. Gideriz dostlar be, gideriz...</span>Osman Mizrakhttp://www.blogger.com/profile/02882032276370338389noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-7684664553577446042010-08-14T16:10:00.010+03:002010-08-14T16:32:09.438+03:00Korea DPR<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.haberler.bbs.tr/images/aj_240420091355220614769.jpg"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 200px;" src="http://www.haberler.bbs.tr/images/aj_240420091355220614769.jpg" border="0" alt="" /></a><br />Askere gidenler bilirler. Acemilik denen 4 haftalık süreçte(kısa dönemler için bahsediyorum) 3 5 beden eğitimi hareketi, tüfekle ilgili hareketler, sağa dön - sola dön, esas duruş, yat, çömel gibi emir kiplerinin nasıl uygulanacağını öğrenirsiniz. Ama asıl önemli olan şey, ailelerinizin gelip sizi bi kaç saat boyunca izleyecekleri yemin törenine hazırlatmaktır. Kimin hangi sırada yürüyeceği, ne zaman komutana bakılacağı, tay adımlarının nerelerde atılacağı konusunda günlerce eğitim alırsınız. Sonunda da aileler ve komutanlar gelip sizi bir şekilde denetler..<br /><br /><br /><br />Bundan bi süre önce Kuzey Koreyle ilgili izlediğim bir videoda ben diyim 10bin, siz diyin 20bin kişinin bando ekipmanlarıyla beraber aşırı senkron biçimde ülkelerinin kuruluşunun 75. yılını kutlayışlarını izledim. İnanılmaz uyumlu, hataya yer olmayan, bilgisayarda efekt olarak yapsanız ancak o kadar mükemmel olur diyebileceğim bir şekilde, insan değil de makineymişcesine hareket ediyorlardı. Bu törenler sadece senede 1 kere olmuyor; büyük liderin doğumu, Kore savaşının sonucunda emperyalist şeytan olan ABD’ye karşı kazanılan zafer kutlamaları, bağımsızlık günü, gençlik ve spor bayramı gibi bir ton günde bu inanılmaz gösterileri yapıyorlardı..<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.independent.co.uk/multimedia/archive/00178/Pg-24-north-korea-g_178232s.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 313px;" src="http://www.independent.co.uk/multimedia/archive/00178/Pg-24-north-korea-g_178232s.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br />Şimdi matematiksel olarak düşününce yemin töreninde 1, 2 saatlik bir süre için korkunç baskı ve otorite altında 1 ay boyunca eğitim alan biz Türk gençlerinin dramı ile, senede 5-10 kere büyük lider’in karşısına çıkıp, hata yaptıklarında ülkenin saçma sapan yerlerine çalışma kamplarına gönderilme riski taşıyan, hayatlarının her anı denetim ve baskı altında olan gariban zayıf Korelinin dramı arasındaki fark matematiksel olarak buna eşit çıkıyor: ∞<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.funis2cool.com/wp-content/uploads/2008/02/north_korea_stadium_show_01.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 520px; height: 389px;" src="http://www.funis2cool.com/wp-content/uploads/2008/02/north_korea_stadium_show_01.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br />Dünya kupasında Portekize 7-0 gibi garip bir skorla yenildikten sonra bu törenlerin yapıldığı alana çıkartılıp halk tarafından aşağılanma cezasına çarptırılan Kuzey Kore milli futbol takımı hakkında da çok yazılabilir. Ama Teknik Direktörlerinin ceza olarak bir inşaatta çalışmaya gönderildiğini söylesem gerisini siz tahmin edebilirsiniz sanırım..<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://cache.virtualtourist.com/800276-The_GREAT_LEADER_COMRADE_KIM_IL_SUNG-North_Korea.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 313px;" src=" http://cache.virtualtourist.com/800276-The_GREAT_LEADER_COMRADE_KIM_IL_SUNG-North_Korea.jpg " border="0" alt="" /></a><br /><br />Kutlamaları <a href="http://www.youtube.com/view_play_list?p=30A9C929EF4A6A9C">buradan </a>izleyebilirsiniz..Ercehttp://www.blogger.com/profile/06602084789516383745noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-90218474787172472432010-08-05T13:05:00.008+03:002010-08-05T13:26:57.632+03:00Shutter Island - Scorsese's Fire<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVXxlj_knoVC0npawU9p5E1PdnpXd7WEIaOi8ToaFsyphL3fsrqYu7F2swR0CJJMXcKYsYLdJ5u-TolaJ6gGlXGGGQ6RKFJm0tafzfQbgr6zLY0ove6D0YmnDDW18jC2TMIqX3oexgvBM/s1600/shutter_island_ver2.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 226px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVXxlj_knoVC0npawU9p5E1PdnpXd7WEIaOi8ToaFsyphL3fsrqYu7F2swR0CJJMXcKYsYLdJ5u-TolaJ6gGlXGGGQ6RKFJm0tafzfQbgr6zLY0ove6D0YmnDDW18jC2TMIqX3oexgvBM/s320/shutter_island_ver2.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5501870172216222610" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;"><br />Dostlar inceptiondan sonra begendigimiz filmleri yazma kafasina girdik hadi hayirlisi... Bu sefer size averaj Turk izleyicisinin </span><span style="font-size:85%;">hakkini yediği fakat benim yine yerimde duramadan izledigim cok cok iyi bir filmden bahsedecegim: Scorsese’nin Shutter island’i son bir kac yilin sinemada izledigim en enteresan filmi belki de...<br /><br />Yanliz filmi izleyeli cok oldu dostlar, o yuzden bu sefer biraz kaynak götüm durumlari olabilir, yada isimleri hikayeyi hatirlamak için bir kaç yeri okuyabilirim.. Ha plagiarism derseniz, sikayet edin lan.. yada istemiyorsaniz okumayin, ki bence internet uzerinde plagiarism (turkcesi ne ya bunun?) kavrami cok farkli boyutlara geldi.. Bunu da open source & paylasim kafali sevgili dostlarim bir yazsa da biz de okusak...<br /><br />Neyse filme donuyorum yine full shutter island spo</span><span style="font-size:85%;">iler, izlemediyseniz okumayin, sonunu da soyleyecegim cunku...</span><br /><span style="font-size:85%;"><br />Spoiler starts---- (okumayin bakin bok edecegim filmi)-------<br /><br />Simdi öncelikle dikkatinizi cekerim, film bir kitap uyarlamasi.. Ve sinema tarihinde kullanilmis siradan gorunen bir senaryoyu alip, Scorsese dehasi ile cok ufak hamleler ile seyirciyi yerden yere vuracak tabiri caizse, devreleri attiracak bir film haline getirmis... burada ince detaylara cok giremeyecegim fakat genel orgu uzerine yapacagim yorumlarimi...<br /><br />Film genelde karanlik cekimler ve sikintili bir atmosfer ile basliyor ve hemen hemen hep oyle devam ediyor. Adamimiz Leo, bir polis olarak basliyor ise, ortagi ile beraber arastirmaya basliyorlar cinayeti, sanki sikintili bir tuzak dönüyor etraflarin</span><span style="font-size:85%;">da, yeterli detaylari bulamiyorlar, hersey onlardan gizleniyor, korkutuluyorlar falan... Cok onemli bir hasta ve doktoru kayip, ulan bir oyun oynuyorlar diyorsunuz.. “cok akilli sinema izleyicisi”, “abi bu bizim polislerde bir yamuk olmasin” diye kıllanmaya basliyor...<br /></span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj40reNWZN11Yvo11D0uLM-rhn9Rxoao18Z0qgYNlLtLOp93rfFKF2MPpuZOGiGIzt7xxFhyNIP5iyvzVce9VvPtNR-Bk7q2lFHQMRqYjAuWCf6pNNy0IPUNWdqoRgxenDSjB6NQ3eQR74/s1600/Shutter-Island-200x200.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 200px; height: 200px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj40reNWZN11Yvo11D0uLM-rhn9Rxoao18Z0qgYNlLtLOp93rfFKF2MPpuZOGiGIzt7xxFhyNIP5iyvzVce9VvPtNR-Bk7q2lFHQMRqYjAuWCf6pNNy0IPUNWdqoRgxenDSjB6NQ3eQR74/s320/Shutter-Island-200x200.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5501869660368981602" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;">Filmde flashbackler cok cok iyi kullanilmis, resmen bir şölen... oyle ki Leo (teddy dainels) in sikinitili durumunu WW2 da yasadiklarina ve karısının kaybına bagliyoruz önce, ulen diyoruz adam sapitmis biraz normaldir. Bu arada ww2 nin hikayesine bilare deginecegim... Burada hava da bozuk ada zaten deliler yurdu, adamda bir sikinti zaten makul karşılaniyor. Ancak filmin ilk vurucu sahnesi, polis dostlarimizin bir deli hanim kiziyla gorusmesi sirasinda yasaniyor. Kadin su istiyor, filmde ilk defa su verirken bir gariplik oluyor ve dolu gelen su bardagi bos mu boş su doluyor mu neyse ne o şekilde o su iciliyor?! Orada bir g</span><span style="font-size:85%;">ariplik oluyor. Bundan sonra ise siradan seyirci ile kafasi acik sinemaci dostlar ayriliyor..<br /></span><br /><span style="font-size:85%;">Ilerleyen sahnelerin tamami psiko gerilim kliseleri icinde devam ediyor, herkes yok ha katil Leo(Teddy) yok ha degil derken, garip aksiyon ve kosusturma sahneleri sonunda bir sizofreni klisesi ile aslinda katilin kendisi oldugunu ayni kisi olduklarini ve yaşadığı cok buyuk travma oldugunu ogreniyoruz.. “Aaa ben tahmin etmistim, ulen son dakikaya kadar merak ettirdi emin olamadik eheheh” laflari arasinda, hoop diyorum “o kadar da degil lan” aynen geriye donuyorum.<br /><br />Bardakla su sahnesinden kafasi acik sekilde düşündürdükleri ve filmi şimdi bir de bu açıdan yaziyorum. Dostlar, su bardagi ve su sahnesinden sonra, cok ilginc bir sekilde, filmin her noktasina su damgasini vurmaya basliyor. Bastan beri “ada” hali dolayisiyla gorup de dert etmedigimiz bu su manyakligi, o sahneden sonra doruga ulasiyor.. Gunlerce durmayan yagmurlar, firtina sel felaket, yuz yikama sahneleri su icme sahneleri mukkemel sekilde koatik bir ortam yaratiyor. Karakter rüyalarinda da suyu goruyor. Haa “su” demisken ta</span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizrsOTV8nWpo4NCsNTNyeNAr07V5lZ9hpMmTP7gsPd7MFCscXbX_MQHmiLIXY1KnPqSJDeINRRGHJdsZGLdI3OKDiUWv784EjxixElbCQ5tcRm_66AOq6m-uOx7Hgcq-YmiCNTmIk5Q-Q/s1600/shutter_island_movie_image_leonardo_dicaprio_mark_ruffalo_01.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 320px; height: 214px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEizrsOTV8nWpo4NCsNTNyeNAr07V5lZ9hpMmTP7gsPd7MFCscXbX_MQHmiLIXY1KnPqSJDeINRRGHJdsZGLdI3OKDiUWv784EjxixElbCQ5tcRm_66AOq6m-uOx7Hgcq-YmiCNTmIk5Q-Q/s320/shutter_island_movie_image_leonardo_dicaprio_mark_ruffalo_01.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5501869795624256226" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">bi yine sinema sever dostlarim dikkat etmistir, suyun oldugu yerde “ates” de eksik olmaz. Suyu kafaya takmamiz ile ayni dakikalarda bu sefer “ates” de filmin icinde simgesel bir sekilde ortaya cikiyor. Mum isigi, sömine alevi, surekli çakmak ve sigara yanışı sahnelerini hatirlarsiniz.. uzerine magarada ateş yaninda geçen zamanlar, ve ateşli patlamalar.. yanginlar.. ruyada ates ve su gorselleri.. Ulen sonradan gördüm afişte bile ateş var!<br /><br />Bu ates vs. su kafasini aklinizda tutun, 2 tane trajik flashback e geri donelim. Oncelikle adami bu hale getiren ailevi dram. Yaw o sahne daha ne kadar trajik cekilebilir.. Kadinin kaybi diye düşündüğümüz olay neye bağlandi, muhteşem.. O caresizligi, o trajediyi ve kaosu bu kadar zaman sonra bile gozumun onunde, unutmuyorum. Ve o sahnede yine su.. Simdi suyun neden kritik oldugunu anliyoruz, yada suyun tarihsel sembolik ozelligini “atesi sondurme hayati durdurma” durumuna bir gönderme bile olabilir. Bir de WW2 hikayesi var, kahramanimiz savas esiri olarak teslim alacagina Nazi askerlerini direk vuruyor, suçlu olup olmadiklarina bakmadan (yargilamadan). Yine manyak kafada bir sahne... Burada da hatırladığım kadari ile sanki ateş ve su kullanilmisti, sonra yangin mi cikiyor, yukaridan su puskurtuluyor, oyle bir sey olmustu diye hatirliyorum.<br /><br />Uzun oldu, aralari geciyorum ama geldim filmin en güzel sahnesine. Son 30 saniyelik tamamen Scorsese imzali kapanış sahnesi.. Leo Son sahnede tekrar sizofren Teddy oluyor, doktor yanina geliyor, yine sigara ve ateş kafasi, aksani degisik bir sekilde hala ama hala şizofren Teddy oldugunu düşündügünü belli ediyor. Doktor diyor bu olmamiş beynini alalim, ama tam giderken “canavar gibi hatirlayaralk yaşamaktansa beyinsizliği tercih ederim” kafasinda bir cümle ediyor... Ama öyle bir yansıtıyor ki adam sahneyi bambaşka, oyunculuk da bir o kadar efsanevi kimse anlamiyor da sadece seyirci anliyor. Ve orada kafasi acik seyirci düşünmeye başlıyor:<br /><br />Ulen yoksa; bütün olay adamin bütün hatiralarindan kurtulmak için yaptığı şizofrenik bir numara mıydı? Sadece hatirlayamamak için kendini Teddy olarak gösterdi cümle aleme, ve o şekilde son ayları yaşamış olabilir mi? Sürekli beyin ameliyatini doktorlara sormasi bu yüzden olabilir mi? Peki ateş bulunan sahnelerde numaradan şizofren, su bulunan sahnelerde adam kendinde olabilir mi? Su- saflığı ateş –sikintiyi simgeledi bütün film. Yada su ile yaşanan trajedi den sonra su saflığını kaybetti mi? Yaw adam numaradan sizofren mi oldu, yoksa şizofren oldu, sonra öğrendi sonra tekrar numaraya mi döndü? Bu loop kac kere yaşandi noluyor lan?<br /><br />Son soz: Ateş vs. Su, Deli vs. Akıllı, gibi kavramlarin yaninda bir de enteresan tespit. İki kere flasback cinayeti var filmde, birinde adam “delirip” Nazi askerlerini vuruyor, ikincisinde anne “delirip” çocuklarını vuruyor. “akilli” seyircilerden hepsi Nazi askerinin ölümünü umursamiyor, anne ve çocuklarin hikayesi insanlari hüngür hüngür ağlatiyor. Hangisi neden daha tolere edilir oluyor? </span><!--[if gte mso 9]><xml> <o:officedocumentsettings> <o:donotrelyoncss/> </o:OfficeDocumentSettings> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <w:worddocument> <w:view>Normal</w:View> <w:zoom>0</w:Zoom> <w:hyphenationzone>21</w:HyphenationZone> <w:punctuationkerning/> <w:validateagainstschemas/> <w:saveifxmlinvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid> <w:ignoremixedcontent>false</w:IgnoreMixedContent> <w:alwaysshowplaceholdertext>false</w:AlwaysShowPlaceholderText> <w:compatibility> <w:breakwrappedtables/> <w:snaptogridincell/> <w:wraptextwithpunct/> <w:useasianbreakrules/> <w:dontgrowautofit/> <w:usefelayout/> </w:Compatibility> <w:browserlevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel> </w:WordDocument> </xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml> <w:latentstyles deflockedstate="false" latentstylecount="156"> </w:LatentStyles> </xml><![endif]--><!--[if !mso]><object classid="clsid:38481807-CA0E-42D2-BF39-B33AF135CC4D" id="ieooui"></object> <style> st1\:*{behavior:url(#ieooui) } </style> <![endif]--><style> <!-- /* Font Definitions */ @font-face {font-family:"MS Mincho"; panose-1:2 2 6 9 4 2 5 8 3 4; mso-font-alt:"MS 明朝"; mso-font-charset:128; mso-generic-font-family:modern; mso-font-pitch:fixed; mso-font-signature:-1610612033 1757936891 16 0 131231 0;} @font-face {font-family:"\@MS Mincho"; panose-1:2 2 6 9 4 2 5 8 3 4; mso-font-charset:128; mso-generic-font-family:modern; mso-font-pitch:fixed; mso-font-signature:647 134676480 16 0 131231 0;} /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin:0in; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"MS Mincho"; mso-ansi-language:EN-US;} span.EmailStyle15 {mso-style-type:personal; mso-style-noshow:yes; mso-ansi-font-size:10.0pt; mso-bidi-font-size:10.0pt; font-family:Arial; mso-ascii-font-family:Arial; mso-hansi-font-family:Arial; mso-bidi-font-family:Arial; color:windowtext;} @page Section1 {size:8.5in 11.0in; margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt; mso-header-margin:35.4pt; mso-footer-margin:35.4pt; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} --> </style><!--[if gte mso 10]> <style> /* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Table Normal"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0in 5.4pt 0in 5.4pt; mso-para-margin:0in; mso-para-margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:10.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman"; mso-ansi-language:#0400; mso-fareast-language:#0400; mso-bidi-language:#0400;} </style> <![endif]--><p class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:85%;" ><span style=";font-family:Arial;font-size:10pt;" ><o:p></o:p></span></span></p>Osman Mizrakhttp://www.blogger.com/profile/02882032276370338389noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-76386501356686416332010-08-02T11:08:00.012+03:002010-08-02T11:27:21.386+03:00the Fall<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsPiueivhswDD5YYrClib3Sapd6wl12auAyWFyvvyYFwxZSTI0u9IIk6-EeQhTjMnJFKlDHOaJFtx7MzfJQBTmqY5ZdbSCun_ifB9zy3wiPdz9ug9HcoXzfW1L2cz8keHJ05opHtNiZVk/s1600/the_fall_movie_poster.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 209px; height: 310px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsPiueivhswDD5YYrClib3Sapd6wl12auAyWFyvvyYFwxZSTI0u9IIk6-EeQhTjMnJFKlDHOaJFtx7MzfJQBTmqY5ZdbSCun_ifB9zy3wiPdz9ug9HcoXzfW1L2cz8keHJ05opHtNiZVk/s320/the_fall_movie_poster.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500721698628361794" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Dostlar, Uzun zam</span><span style="font-size:85%;">andir evde beklettigim, “yanina guzel bir hazirlik yapmadan kafa rahat </span><span style="font-size:85%;">etmeden izlemeyeyim su filmi” diye sakindigim “The Fall” filmini izledim sonunda. Bir Pazar aksami, yapilacak bir sey yok, elimde uzun zamandan sonra manava gelmis washington portakali, koyayim dedim su filmi.. Haftasonu da fena gecmemis hani, keyfim az cok yerinde; guzel bir film uzerine patlatsak bu hafta rahatca gecer diye dusunerek.<br /></span><br /><span style="font-size:85%;">Tek sikinti; </span><span style="font-size:85%;">filmi yalniz izledim dostlar. “Vay anasini! Yuh aq!” tarzi yorumlari yalniz yapmak kesmedi ondan yazayim dedim, hem tekrar mahiyetinde kafayi toplamak hemde abi cok farkli kafalar vardi diye anlatmak icin.. Ustelik bu sefer kaynaklari da okumadim internette, dur dedim ben kafamdakini yazayim, sicarsak sivayacak birsey buluruz diyorum.. Bu arada telefonlar, takilmalar ve altyazi sikintisindan cok yavas izledim filmi, ondan bu kadar detaya sarmış olabilirim.. Dolayisiyla size izlediginizi varsaydigim</span><span style="font-size:85%;"> filmi anlatacam yeni bir sey degil. Ha izlemediysen okuma artik yazimi, sana degil o zaman, spoiler icerir bozar keyfini...<br /><br />Bak bundan sonra komple “the fall” spoiler---- kitleleri hedeflemiyorum oylesine yaziyorum sadece izlerken konusmadigim icin ve son kez uyariyorum... izlemediysen okuma.. <br /></span><br /><span style="font-size:85%;">------ Spoiler ------<br />Oncelikle bu hafta izledigimiz cok cok iyi sinifinda yer alan “inception” adli filmden sonra bunu izlemek iyi oldu. Inception da gorsellik, fikir ve senaryo orgusu iyiydi ama daha fazla derinlik daha fazla sembolizm daha fazla felsefe bek</span><span style="font-size:85%;">ledik ya, tam kesmedi gazimizi dedik ya, bu filmde detaya ve sembole doyduk.. hatta bir ara vizyon karsisin</span><span style="font-size:85%;">da zevkten kahkaha attim, adam ne yapmis be abi.. Ha diyecegim sudur ben kendi anladigimi yaziyorum, uzman degilim gotumden uyduruyor da olabilirim, sictiysam kusura bakmayin..<br /></span><br /><span style="font-size:85%;">Direk giriyorum detaylara dostlar, oncelikle oyunculuk ile baslayalim.. Kucuk kiz dokturmus filmde abi, bu kadar dogal bu kadar keyifli bir oyunculuk gormedim.. Ingilizce aksani, kelime dagarcigindaki yetersizlik, tek kolunu kullanarak yaptigi el hareketleri efsanevi... Bayildim kiza, kim bulduysa ellerine kollarina saglik...<br /></span><br /><span style="font-size:85%;">Masal olayi bambaska, gercek vs masal iliskisi cok cok iyi yapilmis.. Hatta bir ara masal kimin masali diye kitlendigim anlar oldu. Soyle ki, adam “indian” diyerek kizilderili adam koyuyor filme, kendisi kovboy ya, kiz zayif ingilizcesi ile “hintli” yapiyor onu.. Yani masali adam anlatiyor ama kizin anlayışı ve bakis acisiyla izliyoruz, bir kac yerde yine bu yasaniyor baya iyiydi.... En sonda zaten kiz “benim hikayem de boyle olmaz” diyor ya kimin hikayesi iyice karışıyor orada... Adam git başkasindan dinle happy ending istiyorsan olayi da cok iyi...</span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjg-TfVQJ84ZcHz9z9DUJkQRSRYNKnASDpm3wtxmOlVmWTYpbCweDPD2b2JZC_k_5tY24ftyx0BZWF_M_EjFXj5o2cXuaiZyrK_P817RwuC6Yz6jHrgAjSZfFbpH42yRMAdKyr6eUXvsMM/s1600/the_fall_movie.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 320px; height: 274px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjg-TfVQJ84ZcHz9z9DUJkQRSRYNKnASDpm3wtxmOlVmWTYpbCweDPD2b2JZC_k_5tY24ftyx0BZWF_M_EjFXj5o2cXuaiZyrK_P817RwuC6Yz6jHrgAjSZfFbpH42yRMAdKyr6eUXvsMM/s320/the_fall_movie.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500725203097484082" border="0" /></a><br /><br /><span style="font-size:85%;">Karakterler bir efsane.. Darwin, ki kendisini grubumuz icinde saygiyla anariz, cok ince sekilde dokundurulmus.. Bil</span><span style="font-size:85%;">irsiniz, Darwin’in bir ogrencisinden “ilham aldigi” aslinda olayin ogrencisinde oldugu soylenir. Yandaki maymun aslinda herseyi soyluyor kendisi de krediyi aliyor ya, cok cok hosuma </span><span style="font-size:85%;">gitti. Onun maymun olmasi ayrica iyiydi.. hele hele maymunun durdugu kaseden cocugun cikmasi tecavuz gibi oldu, maymundan gelme kafasi bu kadar mi guzel verilir emegine saglik..</span><br /><span style="font-size:85%;"><br />Gelelim daha ince olaylara: Kelebek kafasi.. Bilirsiniz kelebek ruhun yeniden dogusunu, reankarnasyonu simgeler. Dusus, intihar vs yeniden dogus kafasi ile kelebek bu kadar mi guzel koyulur ortaya be abi.. Ince ince alttan kelebek vardi tüm filmde.. hayran birakti bravo..<br /><br />Kelebek demisken hemen sahne gecislerine geciyorum, kelebegin adaya donustugu sahne, kahve dokulen ortuye basilan elin kana gecisi, agactan adam cikmasi ve daha nice gecisler efsanevi idi. Hay aq diye bagirdim tek basima evde.. bir gorsel sov yaratti.</span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRKsF2Gq_K4l5N_mk-1NiDMmjFeJRQlNHWzcEPOKn9AriiX3dpLox_jw6wsRIsiCHuYV4EtLaJa-Z9tCi72u3zwGnQeCWW6klRmwmPX61UaaJfto03aFEInDX-mWROfQjk1SB10z6Jo_g/s1600/the_fall_movie_image_lee_pace.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 320px; height: 258px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRKsF2Gq_K4l5N_mk-1NiDMmjFeJRQlNHWzcEPOKn9AriiX3dpLox_jw6wsRIsiCHuYV4EtLaJa-Z9tCi72u3zwGnQeCWW6klRmwmPX61UaaJfto03aFEInDX-mWROfQjk1SB10z6Jo_g/s320/the_fall_movie_image_lee_pace.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500725456052275202" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;"><br />Dinsel ogelere deginmek gerekirse, ruhu temizleme ve arinma kafasi farkli dini </span><span style="font-size:85%;">sembollerle nasilda güzel verilmis alttan.. Sayarsak bir kacini: hristiyanliktan aldigi kilise v</span><span style="font-size:85%;">e ekmek parcasi sahnesi vardi mesela, ruhun arınması için yenirmiş, kiz o kadar saf ki ruh kelimesini bile bilmiyor düşünün. Musevilikten gelen çöl geçme ve su bile içilmeyen oruç benzetmesi. Sonrasi daha da efsane: Sans eseri yine bu hafta sonu Nat Geo da “Tabu” adli belgeseli izledim. Uyusturucu ve toplumlardaki etkilerinden bahsediyor izleyin. Neyse, Hindistan da Şaman kafasindan bahsediyor belgeselde, olay su, adamlar sabah aksam surekli “uyusturucu” tüttürüyorlar, nedeni ise ancak bu sekilde ruhlari dünyevi bosluklardan ariniyor ve dogru yolu görüyorlar. Simdi bu Şamanlari ben bir gun once izleyip üzerine bizim agactan cikan adami gorunce dedim bu Şaman. Ki zaten oyle cikti, adam yeşil otlara dogru koştu, zehirli denilen kagidi yedi, ve ayin başladi. Müzik dans ve şarkıcı lider tam bizim belgeseldeki şamanlarin aynisi.. Cok cok süper vermiş Şaman kafasini adamlar yeşil otlar uzerinde kendinden gecti ve sonra adamin uzerinde harita belirdi ve dogru yol gorundu.. Super.. Sonra yine arinma uzerine Mevlevi kafasi vardi. Tam ayni mantik diye biliyorum ruhun arinmasi. Baya iyi..<br /></span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqLnARDpbo7LY7xPBOJlpw6Q5MMGeuTQmSZgSBorFy-M7zMx41texFS7wXNNknVZ7r7KLdum899uesKZxGZJZp2UAMund6CtyGR5EW4UbFlvoUhpDJ1qiMMLgNS9fm6RTjc2_q68ibYTk/s1600/2008_the_fall_004.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 320px; height: 256px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqLnARDpbo7LY7xPBOJlpw6Q5MMGeuTQmSZgSBorFy-M7zMx41texFS7wXNNknVZ7r7KLdum899uesKZxGZJZp2UAMund6CtyGR5EW4UbFlvoUhpDJ1qiMMLgNS9fm6RTjc2_q68ibYTk/s320/2008_the_fall_004.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500725388713402786" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;">Filmde portakalin kullanilmasi da cok hostu bizler icin.. Hele yasli adamin portakali alip disleriyle oyun yapmasi efsanevi “godfather” sahnesine super bir göndermeydi.. Her zaman cok hos bulurum o sahneyi koskoca Godfather sakl</span><span style="font-size:85%;">abanlik yapar ve birkac saniye sonra ölür.. Adam resmen film icinde film övmüs, ayni şaklabanlık yapıldı ve adam öldü sanki... Süper. Sinema göndermelerinin en mükemmeli filmin basinda, anahtar deliginden gelen gölge yansimasi ve ters gorulen gölge olayı idi. Sinemaciligin baslangicina saygi duruşu yapmış adam.. Bravo! Ki sonra eski film görüntüleri ve chaplin ile saygı duruşuna devam etmiş.<br /><br />Başka ne diycektim lan, ha mekan ve müziklere yorum bile yapmiyorum bile yuh dedirten yerler vardi. Bir senfoni sanki butun film devam etti, Mozart miydi neydi bilmiyorum, cok hostu. Renkler acilar felan mest etti beni, sanki fotograf gibi kare kare hesap edilmis gorseller kac yilda cektiler bu kadar yeri bilmiyorum. Yada bilgisayar hilesi mi lan bunlar? Sikerim ha.. Mekanlarda bir kac kez gecen labirent kafasi da guzeldi, hayat labirent düşüş ve ölüm kurtuluş kafasi gibi geldi bana.. Ruyalar ve labirentler kafasini inception dan aldik bu hafta, krediyi kime verecez bilemedim simdi..<br /><br />Düşmek üze</span><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4haaGlZ3V3N3KJuw53ug2rgKjI5SdhE-wNLbBFpHwjL_s6gatAME5tTCwlF0IfRHkOzrXjH3SDBava7h887bX8pt2x-D8NI4ga1wwGwBgMHR9dFoyRy_mIoQX57C4WlreqiDRp3C_jN8/s1600/the_fall_movie_03.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 320px; height: 221px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4haaGlZ3V3N3KJuw53ug2rgKjI5SdhE-wNLbBFpHwjL_s6gatAME5tTCwlF0IfRHkOzrXjH3SDBava7h887bX8pt2x-D8NI4ga1wwGwBgMHR9dFoyRy_mIoQX57C4WlreqiDRp3C_jN8/s320/the_fall_movie_03.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5500725284027345634" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">rine hic girmiyorum herkes ayri şekilde düştü cok efsanevi düşüşlerden; kolenin oklar uzerine düşmesi bir destan da vardi diye biliyorum. Düşme kafasinin insanlik tarihinde Adem Havva hikayesi ile başlamasi da konunun çok derin yerlere gittiğini söyleyebilir, o zamandan beri düşüş var ve belki aşk da var. Herkes de düşerek öldü gibi geldi bana ama emin degilim.. Kizin düşüşünden sonra gelen abuk görseller ise resmen ucurdu beni, kilitlendim. Masalin biterken adam ve kız arasinda yasananlar mutlu son olmasi olmamasi ve tüm bunlarin gercek hayatta bir aşk hikayesi ile bağlantili olmasi...<br /><br />Neyse gunlerce yazarim ama yine de anlatamam gibi geldi simdi filmi.. Baska türlü birsey cünkü... 10 verdigim filmler azdir, her birinde takacak bir yer bulurum, masal kafasini hayal dünyasini da cok sevmem bilirsiniz.. Ama bu film olmuş.. 10 degil 11 olmuş... Olmayi birak sanatin zirvesine vurmuş, bir sanat eseri kıvamında.. Hatta o maske kafasi da bir sanat eserinden galiba, bir resim miydi neydi?<br /><br />Size daha nice temiz ruhlu gunler dilerim..<br />Osman</span> <br /><span style=";font-family:Arial;font-size:10pt;" ><o:p></o:p></span> <p class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:10pt;" ><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:10pt;" ><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style=";font-family:Arial;font-size:10pt;" ><o:p> </o:p></span></p>Osman Mizrakhttp://www.blogger.com/profile/02882032276370338389noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-58728311387866808592010-05-07T11:52:00.009+03:002010-05-07T13:11:41.983+03:006 Mayis'ta neler oldu?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgzWU1HCrH9OQF5PzIj1YQJGQY9KBkjkfkzcsFrCPHlgqQLUGOl-KAoSD592z5aPn55P73ezFav8n2CYmdJHNgIJOIEUEdJbAPFdh1pqQPck3qGcsAqGzyUn_mrXpKMsfO1tafn-rHefA/s1600/borsa_dusme.jpg"><img style="margin: 0px auto 10px; display: block; text-align: center; cursor: pointer; width: 172px; height: 129px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgzWU1HCrH9OQF5PzIj1YQJGQY9KBkjkfkzcsFrCPHlgqQLUGOl-KAoSD592z5aPn55P73ezFav8n2CYmdJHNgIJOIEUEdJbAPFdh1pqQPck3qGcsAqGzyUn_mrXpKMsfO1tafn-rHefA/s320/borsa_dusme.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5468464418275209218" border="0" /></a><br />6 mayis günü ilginç bir gün, bir yandan Avrupa borsalarinda Yunanistan ve yüksek borçlanma nedeniyle düşüş haberleri geliyor, bir yandan da son bir aydir iyi datalar geliyor Amerika'dan. Dolayisiyla Amerikan borsalari hafif düşüşle açılıyor ama sıkıntı yok, yine de güçlü duruyor. "Avrupa batsın biz iyiyiz ya!" diyor sanki.<br /><br />Ne olduysa ögleden sonra saat 14:55 te oluyor, bir anda cok sevdiğimiz P&G'de, yillardir dunyanin en duzgun giden her sene ufak ufak yukselen ancak hiç sert hareket etmeyen canim sirketimizin hisselerinde bir satis görülüyor. Yanliz satış öyle büyük ki, bitpazarinda gavur mali gibi satış ki, buyuk krizde bile guclu duran istikrar abidesi hisseler bir anda tabana kadar dusuyor.<br /><br />Simdi bu hareket, tamamen otomatiğe alinmis tüm emirleri canlandiriyor, biliyorsunuz NY'da computer based trading yasal. Adam bilgisayara emir vermiş, ulan bu P&G hisseleri guclu eğer ki 65$ dan, 55 $in altina inerse bir sıkıntı vardır, o zaman hiç vakit kaybetmeden ne var ne yok satışa gir diyor. E bu P&G deki hareket tum computer simulated islemleri sokuyor piyasaya... zaten Dow dedigin dunyanin en buyuk 30 şirketi: P&G satildigini goren bilgisayar, wal-marti satiyor, kraft, coca cola, IBM derken tum automated trading islemleri dusuyor piyasaya (simulated stop loss koruma programlari sayesinde).<br /><br />Bu arada herkes borsa salonunda Yunanistan'ın batışını izliyor, insanlar isyanda<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvIFZt4lzO9XUDYvD1pWX2aDaL9dL7QDfjivo1NCDnoEykCdLaaQzcK8_qt0o3ybSmbY0r_C1-vLq71zOOSdvZb3JigXh2t0weDSpJbKwEXXpFsxdER-OQnsM3v2dBLYJ-dUz6hNtIkPs/s1600/73256.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 181px; height: 138px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvIFZt4lzO9XUDYvD1pWX2aDaL9dL7QDfjivo1NCDnoEykCdLaaQzcK8_qt0o3ybSmbY0r_C1-vLq71zOOSdvZb3JigXh2t0weDSpJbKwEXXpFsxdER-OQnsM3v2dBLYJ-dUz6hNtIkPs/s320/73256.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5468463661491570834" border="0" /></a> Atina'da ölenler var, New York borsasinda islemler goruluyor, P&G tak 65'ten tak 40 lari goruyor, diger otomatik emirler de diger hisseleri dusuruyor. Derken herkes "noluyor lan?!" diyor "bilinmeyen bir durum mu var?, Euro mu batti ne oldu amk. bende satarim o zaman!" diyor. Yani bilgisayarlardan sonra, bu sefer insanlar da panikle başlıyor satmaya kimse neden ne oluyor demiyor, kesin Avrupa'da bi bok oldu diyor, cok mantikli geliyor cunku 6 Mayis gununun psikolojisinde. Orada bir bok duydu birisi yoksa böyle olmaz diyor.<br /><br />Sonra akli selim bir bankaci mi borsa baskani mi ne acikliyor: Bu hareket normal degil, bu sirketlerde bir sikinti yok, olsa olsa hata olmustur, kontrol edilsin diyor. O oyle deyince, bu sefer yine panik, ulan hatadan satmisiz toplayalim bari, sikeyim bu bilgisayar programini otomatik sattirdi bize hisseleri diyor, bu sefer alimlar basliyor. Anlık olaylardan bahsediyorum, tum bu olan biten 3-5 dakikada oluyor; V seklinde bir 10 dakikalik grafik olusuyor, ama yine de hisseler baslan<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFjgluW4rtCsbMncMaDj1KLoGyshYM0j1F0XXPCRxHEyHX6xvaqiD0HK5yheLhOn86siUWhlSicbHSUTLBdBTx-RJxs3vZ0frGUo78crYOoYiL6DynVAsPjBI63Gj_ZNwpAViAKJ5BXF4/s1600/PGhisse.JPG"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 320px; height: 136px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhFjgluW4rtCsbMncMaDj1KLoGyshYM0j1F0XXPCRxHEyHX6xvaqiD0HK5yheLhOn86siUWhlSicbHSUTLBdBTx-RJxs3vZ0frGUo78crYOoYiL6DynVAsPjBI63Gj_ZNwpAViAKJ5BXF4/s320/PGhisse.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5468463659611879986" border="0" /></a>gic pozisyonuna cikmiyor.<br /><br />Borsa baskani acil acikliyor: "Teknik hata yok olsa olsa kisisel bir hatadir, yanliz kimsenin piyasaya ve fiyatlara guveni yok boyle mi olacak yani, normal mi hepiniz sattiniz, yaziklar olsun, cok tehlikeli o zaman bugunlerde yatirim yapmak diyor. Risk boyutunun ne hale geldigini gordunuz diyor. Kıçı kırık 2 aylik analist yanlis tuşa batsa tum dükkanları kapatacak mıyız bu mudur?" diyor! Insanlar da fiyatlar yine yukselmis o zaman almiyim geri yarin gene duser belki diye almiyor. borsa 5% dusuyor.<br /><br />Simdi, ilk P&G hisse senedinde ne oldu da bu hale geldi ortalik?<br /><br />- ilk aciklama: teknik bir hata yok, bir yatirimci/ analist, yanlis rakam girdi herhalde. (bin hisse satacagina milyon satmis; use excel my friend!)<br />- Sirket aciklamasi: Bizde herhangi bir yamuk yok, herhalde kişisel bir hatali işlem oldu.<br />- Benim, bazi yazarlarin ve ekonomi medyasinin görüşümüz: son yillarin en buyuk vurgunu olduğu yönünde. Kimse uyanmadan piyasayi 1000 puan dusurup yine 600 puan yukselttiler, Avrupa daki panikten faydalanip computerized islemlerin açığından yakaladilar, yuksek sekilde kaldiracli pozisyonlarla bu harekette1 e 50 kazanmis adamlar olabilir.<br /><br />Peki sonuçta ne oldu?<br />-Sonucta dun ABD borsalarinda 1 Trilyon dolar para eridi! bir gunde. Ha bu islemden kazanan oldu mu bilmiyorum ama enteresan bir sey görmüş olduk:<br /><br /><div style="text-align: left;">Insan beyni, ya gerzek bir hatayla, ya da planlı bir çalışma ile 6 Mayis 2010 günü bilgisayar programı ile kapıştı, kim kazandı, kim kaybetti yorum sizin...<br /><div style="text-align: center;"><br /><div style="text-align: center;"><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqRRvdWzgK175Rh_IJl8UTdRaPD8dfk3s2oIx5TvL8At2XL4CPxJPI399j_VH5Rmeye7lKbcOU6NjA9_uYHmDu-ZRbriAe2_rqzijuBreztAdtT64nyU4yUpJtajgH1hOsBoXbFqBVpOs/s1600/man-vs-machine-400px1.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 187px; height: 150px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqRRvdWzgK175Rh_IJl8UTdRaPD8dfk3s2oIx5TvL8At2XL4CPxJPI399j_VH5Rmeye7lKbcOU6NjA9_uYHmDu-ZRbriAe2_rqzijuBreztAdtT64nyU4yUpJtajgH1hOsBoXbFqBVpOs/s320/man-vs-machine-400px1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5468464806339965682" border="0" /></a><br /></div> </div></div>Osman Mizrakhttp://www.blogger.com/profile/02882032276370338389noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-5407547722253050248.post-32056647130719281262010-03-25T08:04:00.005+02:002010-03-25T08:12:21.791+02:00Haberci bildiriyor- "Dünya huzura kavuştu"<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg75Xbg7Pq-FvDf7K8zw18KWZzHyYTsTeSCVO-kKKddXr5GHetqmpkkCKpYejEm93mEKOQZqTnXHoco4KGB4YWIvGYdVsvbOEw8Tm6jobCBNpwH4JhuwNbnJ6Tkd1kQrD66-uRiIE8Ro28/s1600/civi1.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 150px; height: 135px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg75Xbg7Pq-FvDf7K8zw18KWZzHyYTsTeSCVO-kKKddXr5GHetqmpkkCKpYejEm93mEKOQZqTnXHoco4KGB4YWIvGYdVsvbOEw8Tm6jobCBNpwH4JhuwNbnJ6Tkd1kQrD66-uRiIE8Ro28/s320/civi1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5452450339380560290" border="0" /></a><br />İlk kez 1965 yılında yerinden çıkan ve uzun yıllardir aranmakta olan Dünya'nın çivisi, 78 ülkenin destegiyle kurulan Dünya Güvenlik Örgütü tarafından bulundu. Çivi görkemli bir tören ile yerine takılırken, yurtta ve dünyada büyük sevinç gösterileri düzenlendi.<br /><br />25 Ocak 1965 yılında ilk kez yerinden çıktığında; "dünya tarihinin en büyük felaketlerinden biri, Dünya'nın çivisi çıkmış, vay halimize" sözleriyle nitelendirilen Dünya'nin çivisi, dönemin Amerikan başkanı Johnson önderliğinde kurulan Dünya Güvenlik Örgütü tarafından bulunup yerine çakıldı. Dünya Güvenlik Örgütü başkan yardımcısı Atalay Şehmuz yaptığı açıklamada "Gelecek nesiller için büyük önem taşıyan çivi bulunmuştur, tüm Dünya'ya hayırlı uğurlu olsun" dedi.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Türk Ustalar da Ekipteydi</span><br />Kurulduğu günden bu yana Dünya'nın önde gelen 1500 ustasının görev yaptığı örgütte 14 Türk usta da görev yapıyordu. 30 yılı aşan emeğin olumlu sonuç vermesinden çok mutlu olduğu gözlenen Türk usta Erdem Yapar, "Dünya'nin çivisi yerinden çıktığından bu yana büyük üzüntüler yaşanıyordu artık bu acıya bir son verdik, bundan sonra herşey daha güzel olacak." diye konuştu.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Görkemli Tören</span><br />Madrid'de bir samanlıkta görülen iğnenin yanında bulunan çivi, tüm dünyada 40 milyon kişinin canlı olarak izlediği bir törenle yerine çakıldı. Törende Amerikan rock grubu Metallica sahne alirken, Türk halay grubu da halay çekti. Tören sonrası Türk Marangozlar derneği ise bir uyarı mesajı yayımladı. Çivinin yerine takılırken tahtanin yeterince zımparalanmadığını belirten dernek başkanı Ergin Karan, "İtalyan marangoz çiviyi çakarken hata yapti, o tahtaya dübel gerekirdi, şimdi bu çivi bir kaç ay sonra tekrar çıkar." diye konuştu. Konuşurken ağzından bir an için bile sigara izmaritini atmayan marangoz, çiviyi en iyi şekilde ancak Türk ustaların çakabileceğini iddaa etti.<br /><br />Dünya Güvenlik Örgütü yetkilileri Ergin Karan'in iddaalarını dikkate almazken, çivinin tekrar çıkması ihtimaline karşı tüm önlemlerin alınacağı garantisini verdi.Osman Mizrakhttp://www.blogger.com/profile/02882032276370338389noreply@blogger.com1